onecikan-yargitay

 

BLOG DOKÜMAN

 

YARGITAY KARARI ÖZETİ: İdare, müfettiş raporu üzerine Yüklenici ile protokol yaparak hakedişten kesinti yoluna gitmiş, kesinti yapılan tutarı emanet hesaplarında bekletmiş, protokolde; Sayıştay tarafından konuya ilişkin tazmin çıkması durumunda tutarın bu durum için kullanılacağı, tazmin hükmü verilmezse tutarın Yükleniciye geri iade edileceği şartı yer almıştır. Adli yargı protokolü geçerli saymış ve bu doğrultusunda karar vermiştir.


6. Hukuk Dairesi         2022/2787 E.  ,  2023/2157 K.

“İçtihat Metni”

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1065 E., 2022/661 K.
DAVA TARİHİ : 07.12.2016
HÜKÜM/KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/553 E., 2018/477 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Bakırköy Belediye Başkanlığının çöp toplama vb.işinin yüklenicisi olduğunu, İç İşleri Bakanlığı mülkiye müfettişliğince 1998-2002 mali yıllarına ilişkin teftiş raporu ile müvekkilinin hakedişleri için yapılan incelemede 2001 yılına ait 199.935,30-TL nin fazla ödendiği tespiti ile müvekkilinden geri alınması gerektiği tespitinin yapıldığını, davalı belediyece müfettişlik önerisinin benimsenmesi ve Sayıştay tarafından verilecek kesin hüküm doğrultusunda işlem yapılmasına karar verildiğini, Sayıştay’ın kesin hükmü beklenmeyerek 2004 yılında müvekkilinin hakedişlerinden 199.935,30-TL lik kesinti yapıldığını, bu paranın belediyenin uhdesine alındığını, müvekkilinin ödemeye ilişkin taleplerinin reddedildiğini, Sayıştay Başkanlığının 07/05/2010 tarih ve 2010-610-43671 sayılı yazısı ile “söz konusu hesabın belirtilen yılına ait henüz bir ilam düzenlenmediğinden aleyhinize çıkmış bir tazmin kararı da mevcut değildir” bilgisinin verildiğini, müvekkili tarafından 02/03/2016 tarihinde 2001 yılına ilişkin herhangi bir tazmin olup olmadığını sorduğunda davalı belediyeden “firmadan kesinti yapılmadığının görüldüğü, 199.935,30-TL lik tutarın emanete alınıp bekletilmediği” cevabını aldığını, müvekkili ile belediye arasındaki protokole göre “mülkiye müfettişi layihası ile istihkaktan kesilerek emanete alınan ve Sayıştay’da incelemesi devam eden 199.935,30-TL yönünden belediye başkanlığı memurlarına zimmet çıksa bu para belediye başkanlığı uhdesinde kalacak ve Sayıştay kararı uyarınca memurların zimmetine sayılacaktır, Sayıştay kararı ile memurlar beraat eder ve zimmet çıkmaz ise bu para müteahhide iade edilecektir” hükmüne yer verildiğini, Sayıştay tarafından verilmiş bir ilam olmadığını, buna rağmen davalı tarafça müvekkiline ödeme yapılmadığını, davalı tarafından hukuka aykırı bir şekilde yedinde tutulan 199.935,30-TL lik hak edişin kesinti tarihi olan 01/02/2005 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirketin müvekkili idareden herhangi bir alacağının bulunmadığını, tahsili istenen alacağın 2001 yılına ait hak edişlerden kaynaklandığının iddia edildiğini, BK.146 ve 147 md.belirtilen zaman aşımı süresinin dolduğunu, 10 yıldan uzun bir süre geçtiğini, davacı tarafından daha önce Bakırköy 7. ASHM nin 2012/581 esas sayılı dosyası ile açtığı davanın 2014/208 sayılı kararı ile açılmamış sayılmasına karar verildiğini ve kesinleştiğini, İç İşleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliğinin 58/3-135/3-145/2 teftiş lahiyasının 71 maddesinde konuya ilişkin olarak toplamda 199.935,29-TL fazla ödemeye sebebiyet verildiğinin bildirildiğini, bu sebeplerle haksız davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bilirkişi heyet raporundan davaya konu alacağın borçlu açısından Sayıştay’ın davalıya verdiği 16/05/2016 bilgi tarihi itibariyle muaccel olduğu, protokolün tarafları kesin bağlayıcı nitelikte olduğu, buna göre davacının davalıdan 199.935,29-TL yi 16/05/2016 muacceliyet tarihinden itibaren faiziyle birlikte talep edebileceği…” gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme kararının yerinde olmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, teftiş raporunda fazla ödemeye sebebiyet verildiğini, dolayısıyla bu bedelin davacı kurumdan talep edilmesinin yerinde olduğunu, alacağın 16/05/2016 tarihinde muaccel olduğu yönündeki mahkeme kararının yerinde olmadığını, dava dilekçesinde alacağın 2001 yılına ait olduğunun belirtiltildiğini bu nedenle zamanaşımı süresinin dolduğunu beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyada toplanan deliller, İç İşleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliğince hazırlanan müfettiş lahiyası, Bakırköy Belediyesi encümen kararı, davacının belediye ve Sayıştay başkanlığına yazdığı dilekçe ve 16/05/2016 tarihli cevabi yazı içerikleri ile 11/05/2016 tarihli Bakırköy Belediye Başkanlığının cevabi yazısı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında ödenmediği uyuşmazlık konusu olamayan ve yine taraflarca düzenlenen protokole göre şartın gerçekleşmesi halinde ödeneceği belirtilen miktar yönünden davacının alacağının bulunduğunun kabulünün yerinde olduğu, davalı tarafın alacağın zaman aşımına uğradığı savunması yönünden de, ödemenin taraflarca belirlenen protokol gereği ertelendiği anlaşılan alacak yönünden Sayıştay’ın davacıya verdiği 16/05/2016 tarihli bilgi yazısı gereği davacının alacağının muaccel olduğu ve BK.’nunda öngörülen 10 yıllık zaman aşımı süresinin de dolmadığı anlaşılmakla davalının tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan, bakiye hak ediş bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Malimevzuat.com.tr