onecikan-yargitay

 

BLOG DOKÜMAN

Sayıştay Temyiz Kurulu’nun 21/06/2016 tarih, 42104 numaralı kararından hareketle davacının, 31 no.lu hak edişinden toplamda 117.202,19 TL, 32 numaralı hak edişten fiyat farkı tablosunda 4.285,07 TL olmak üzere yapılmış olan toplamda 121.487,26 TL kesintinin yasal dayanağının bulunmadığı kabul edilerek verilen kararın isabetli olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Uyuşmazlık, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan, davalı Belediyenin davacıya ait hak edişten kesmiş olduğu, sosyal güvenlik destek primine ilişkin alacak istemine ilişkindir.

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Kanun’un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, (Yargıtay) (İlgili Karar)

Malimevzuat.com.tr

Mali Mevzuat Yayın Kurulu Değerlendirmesi: Sayıştay ve Yargıtay kararları farklı yargı kollarına ilişkin kararlar olup, bu kararlar arasındaki hüküm uyuşmazlıkları uyuşmazlık yargısına taşınamamakta ve ver iki ilam da birbirleri ile çelişseler de yürürlükte kalmaktadır. Sayıştay kararları harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlilerini sorumlu tuttuğundan, Yargıtay’ca aksi yönde verilen kararlar ödemelerden kesinti yapılmasını engellemekte ancak harcama yetkilileri özerindeki sorumluluğu ortadan kaldırmamaktadır.

Diğer taraftan Sayıştay kararları somut olaya ilişkin olduğundan, sonraki yapılacak işlemler açısından mevzuat niteliği taşımamaktadır. Dolayısıyla Yargıtay tarafından verilen ve örnekte paylaşılan kararın bu yönde olduğu kanaatindeyiz.

Bu durumda kamu personelince izlenecek yolun, Sayıştay Temyiz Kurulu tarafından verilen kararların, kendileri hakkında sonradan sorumluluğa sebep olunmaması bakımından, emsal alınması ve hakediş ödemelerinin bu yönde yapılması olduğu değerlendirilmektedir.

Yargıtay tarafından aksi yönde karar verilmesi durumunda kesilen tutar ilgilisine ödenecek ancak bu ödemede harcama yetkililerinin kasıt ya da ihmali bulunmayacağından kamu zararına sebebiyet verilmemiş olacaktır. Zira, mevzuatımızda kamu zararı oluşması için kamu kaynağında eksiliş tek başına yeterli olmamakta, ilgililerin kasıt, kusur ya da ihmali durumunun bulunması da gerekmektedir.