Karar Konusu: Üniversite kampüs alanında 10.926,07 m²’lik bir alanın yüklenici tarafından kullanıldığı halde herhangi bir bedel alınmadığı gerekçesiyle kamu zararının tespiti ve tazmini talep edilmiştir.
Hukuki Değerlendirme:
- Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 7. maddesine göre, yükleniciye tahsis edilecek yerlerin bedelsiz olarak verilip verilmeyeceği sözleşmede belirtilmelidir. Eğer belirtilmemişse, yer temini için gerekli tüm giderler yükleniciye ait olmalıdır.
- Aynı şartnamenin 6. ve 27. maddeleri, idarenin iş için gerekli tesislerin kurulması için yükleniciye bedelsiz alan tahsis edebileceğini ve yüklenicinin bu alanları sadece iş kapsamında kullanabileceğini düzenlemektedir.
- Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği’nin 26.06.2007 tarihli mütalaası, yüklenicinin şantiye alanını idarenin gösterdiği şekilde kullanması halinde kira bedeli talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığı yönündedir.
Tespit Edilen Eksiklik:
- Sayıştay ilamında, yüklenicinin şantiye ve hurdalık alanlarını kendi ihtiyaçları için kullandığı ve bu nedenle kira bedeli ödemesi gerektiği değerlendirilmiştir.
- Temyiz talebinde, söz konusu alanın tamamen ihale konusu iş kapsamında şantiye alanı olarak kullanıldığı ve hurdalık olarak tabir edilen alanın ise inşaat malzemelerinin stoklandığı bir alan olduğu savunulmuştur.
- Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 6. ve 27. maddelerine dayanarak, yüklenicinin işin gereği olarak kullandığı alan için ayrıca bir bedel talep edilmesinin hukuka uygun olmadığı belirtilmiştir.
Sonuç:
- İlamda hurdalık olarak nitelendirilen alanın aslında iş kapsamında kullanılan bir açık depo alanı olduğu ve yüklenicinin başka bir ticari faaliyet yürütmediği tespit edilmiştir.
- Sayıştay tarafından verilen tazmin hükmü bozulmuş ve konunun yeniden değerlendirilmesi için ilgili Daire’ye gönderilmesine karar verilmiştir.
- Karar oy çokluğuyla alınmış olup, karşı oy kullanan üyeler, yüklenicinin kullanımına bırakılan alan için kira alınması gerektiğini savunmuştur.
KARAR ORJİNAL METNİ:
Kamu İdaresi Türü | Belediyeler ve Bağlı İdareler |
Yılı | 2018 |
Dairesi | 7 |
Karar No | 48799 |
İlam No | 52626 |
Tutanak Tarihi | 14.12.2022 |
Kararın Konusu | Vergi Resmi Harç ve Diğer Gelirlerle İlgili Kararlar |
İdareye ait bir yerin işleri için kullanılmasına rağmen yüklenici tarafından herhangi bir ödemede bulunulmaması;
167 sayılı İlamın 44. maddesiyle; … Üniversitesi … Merkez Kampus alanı içerisinde 10.926,07 m²’lik bir alanın … tarafından kullanılmasına rağmen ilgili şirketten herhangi bir bedel alınmadığı gerekçesiyle … TL’nin tazminine ilişkin hüküm tesis edilmiştir. {***Sorguda … TL kamu zararı hesap edilmesine karşın, İlamda; bu tutarın … TL’lik kısmı ile ilgili olarak gönderilen savunmalar ve İlamda yapılan açıklamalar doğrultusunda ilişilecek hususun kalmadığına; (bu tutarlar düşülerek) geri kalan tutar olan … TL için ise işbu tazmin hükmü verilmiştir.***}
Sorumlular [(İşin Kontrolünü Yapan) Kontrol Teşkilatı Üyesi sıfatıyla temyiz talep eden Makine Mühendisi …, Mimar …, Mimar …, İnşaat Mühendisi … ve Elektrik Mühendisi … ile (Hakediş Kapağı Üzerinde İmzası Bulunan) Hakedişi Onaylayan sıfatıyla temyiz talep eden Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı …], [aynı ilam maddesinde (İşin Genel Kontrolünü Yapan) Üst Yönetici sıfatıyla sorumluluğu bulunan Rektör Prof. Dr. …’ın kendi gündem sırasında görüşülen dosyasındaki temyiz dilekçesinde de tamamen aynı mahiyette olmak üzere] ortaklaşa gönderdikleri temyiz dilekçesinde özetle; tazmin hükmünün gerek tazmin gerekçesi gerekse tazmin tutarının hesaplanma şekli açısından hukuki olmadığını, tazmin hükmünün dayanağını, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 7 inci maddesinin teşkil ettiğini, söz konusu maddede;
“(1) Yükleniciye ait malzeme ve araç ambarları ile işçi barakaları gibi kendi ihtiyacı olan tesisler için kullanacağı yerlerin idare tarafından yükleniciye bedelsiz olarak verileceği sözleşme veya eklerinde yazılı olduğu takdirde; idare, bu tür yerlerin, ulaşım, malzeme temini ve işin ağırlık merkezi gibi hususlarla uyumlu olmasını göz önüne alır. Yüklenici ihtiyaç duyduğu bu yerlere ait harita, plan ve cetvelleri zamanında idareye vermek ve bu yerlerin sahipleri ile komşu yerlerin sahiplerine en az zarar verecek şekilde yer seçimini yapmak zorundadır. Bununla birlikte idare, gerekli gördüğü takdirde, yüklenicinin kullanacağı en uygun yeri kendisi seçip ayırarak yükleniciye gösterebilir. Bu durumda yüklenici, idarenin gösterdiğinden başka yerleri ancak sahipleri ile anlaşmak şartı ile kullanabilir ve idareden bu kullanım karşılığı olarak bir bedelin ödenmesini isteyemez.
(2) Yüklenicinin kendi ihtiyacı için kullanacağı yerlerin bedelsiz olarak verilmesi sözleşme veya eklerinde yazılı değilse, yer temini için gereken bütün giderler yükleniciye ait olacaktır. Ancak bu yerlerin geçici işgali, resmi işlemleri gerektirdiği takdirde bu işlemler (geçici işgale ilişkin harita, plan ve cetveller yüklenici tarafından hazırlanmak şartı ile) idare tarafından yapılıp tamamlanır.”
Denildiğini, … ihale kayıt numaralı “… İşi”‘nin 25.04.2017 tarihinde ilana çıktığını, bu işe ait ihale ilanının, idari şartname ve sözleşme tasarısında, … Üniversitesinde ve ülkemizin diğer tüm kamu kurumlarında yapılan benzer nitelikte olan ihalelerde kullanılan, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu hükümleri kapsamında, Kamu İhale Kurumu tarafından hazırlanan standart ihale evraklarının kullanıldığını, ihale ve buna bağlı sözleşmeleri düzenleyen 1935 tarihli ve 2490 sayılı, 1982 tarihli ve 2886 sayılı ve yürürlükte olan 2001 tarihli ve 4734 ile 4735 sayılı Kanunlar ve eklerine tabii olarak yapılan tüm kamu kurumu işlerinde, aksi yazılmadıkça hiçbir inşaat yol, köprü, baraj vb. yapım işlerinde kullanılan şantiye binası ve sahalar için yüklenicilerden bedel talep edilmediğini, kamu kurum ve kuruluşlarınca ihalesi yapılan yapım işlerinde, proje ve mahal listesi, teknik şartnameler dışında, diğer standart ihale dokümanları adı üstünde standart olup, bu ihale dokümanlarında idarenin göstereceği şantiye alanları için bedel talep edilip edilmeyeceğine dair bir açıklama bulunmadığını, çünkü Yapı İşleri Genel Şartnamesinin 6 ncı maddesinin 3 üncü bendinde yazılan usulün uygulandığını, bu nedenle 2009 yılında yapılan Veteriner Fakültesi 1, 2, 3, 4. Blokları İnşaatı esnasında kurulan ve … ihale kayıt numaralı … İşi (…), 2017 yılında yine aynı yüklenici üzerinde kalan … İşi ve … İşi için, yüklenicinin kullandığı şantiye tesislerinin, ihale konusu işte de aynı şekilde kullanılacağının taraflarınca değerlendirildiğini, … ihale kayıt numaralı “… İşi” kapsamında, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi yanında, 6 Bloktan Oluşan Bir Bina, Üniversite Isı Merkezinden Bu Binalara Kadar Uzanan Tesisat Galerisinde Yapılacak Olan Kızgın Su Borulaması (1100 Metre Ø300 Çelik Çekme Boru, 500 Metre Ø200 Çelik Çekme Boru Temin Edilmesi Montajı İzolasyonu Test Ve Devriye Alınması İşlerinin Yapılması) ve Üniversite Giriş Kapısı Yapılması işleri olup, bu işlerin gerçekleştirileceği mahallerin, birbirinden farklı alanlarda bulunduğunu, kampüs içinde bir taraftan eğitim devam ettiğinden dolayı eğitimin gürültü nedeniyle aksamamasını sağlamak amacıyla bu işler için her işin olduğu yerde şantiye kurulması yerine, daha önceden yüklenicinin önceki işlerinde kullandığı mevcut olan, şantiye tesislerinin kullanılmasının İdarece de uygun görüldüğünü, tamamen Üniversitenin mülkiyetinde bulunan bu alanın, Üniversite tarafından ihaleye çıkartılan ve 2009 yılından itibaren aynı yüklenicinin taahhüdü altında yapıldığını ve inşaatların gerçekleştirilmesi dışında bir amaç için kullanılmadığını, İlamda yüklenicinin kendi ihtiyaçları için kullandığı ifade edilen yerlerin, tamamen bu şantiye sınırlarında kalmakta olup, aşağıda da ayrıntılı olarak belirtileceği gibi yüklenicinin bu yerleri kendi ihtiyacı için değil yükümlülüğündeki inşaatların yapımı için kullandığını, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 6 ncı maddesinin 3 üncü paragrafının; “İdare işin yapılacağı yerleri, sözleşme veya eklerinde aksi yazılı olmadıkça, iş için gerekli tesislerin kurulmasında ihtiyaç duyulan sahalar ile hizmet yollarının geçeceği yerleri, her türlü toprak işlerine ait olup sözleşme ve eklerinde belirlenmiş veya sonradan idarece tespit edilmiş olan ariyet ve depo yerlerinin yükleniciye bedelsiz teslim eder. İş yeri yükleniciye kısımlar halinde de teslim edilir” şeklinde olduğunu, bu madde de açıkça görüleceği üzere, idarenin, iş için gerekli tesislerin kurulmasında ihtiyaç duyulan sahalar ile hizmet yollarını ve ariyet ile depo yerlerini işin büyüklüğüne ve kapsamına bağlı olarak yükleniciye bedelsiz olarak teslim etme yetkisine sahip olduğunu, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin “Yükleniciye ait giderler” başlıklı 28 inci maddesinde;
“(1) İşin gerçekleştirilmesi için gerekli ve yüklenicinin yapmak zorunda olduğu bazı işlerin karşılığı olan, aşağıdaki bentlerde gösterilen giderlerin tümü, sözleşme veya eklerinde kimin tarafından ödeneceği belirtilmemiş ve aksine bir hüküm bulunmamakta ise;
a. Gerek işin yönetimi gerekse işte kullanılacak her türlü malzeme, araç, makine, taşıt vb. nin taşınmaları (teklif birim fiyatlarda yer alanlar bunun dışındadır), bunlar için gerekli depo, baraka, hangar, garaj vb. tesislerin yapılması, bunların korunmaları ve sigortaları ile ilgili giderler,
b. İşin yerine getirilmesi için, yüklenici tarafından gerekli görülen bütün hizmet yolları (31 inci maddede açıklanan malzeme ocaklarının değiştirilmesi halinde açılacak yollar bunun dışındadır) ile bunların üzerindeki geçici köprü ve geçitlerin yapım ve bakım giderleri ile kamuya açık yollarda iş süresince alınması gerekebilecek tedbirlerin giderleri,
c. Projelerin zemine uygulanması, röleve gibi işler ile yapı denetim görevlisi tarafından denetim amacıyla istenen her türlü ölçmeler için gerekli araç, malzeme ve personel giderleri,
d. Sözleşmede veya eklerinde belirtilen yükleme ve benzeri teknik deneylerin giderleri,
e. Kabul heyetlerinin gerekli gördüğü durumlarda, yüklenicinin yaptığı işlerle ilgili olarak güven sağlamak için yapılacak bütün yükleme deneylerinin giderleri,
f. Şantiye hizmetleri için gerekli enerji ve suyun (yapının bünyesine giren su ve enerji bunun dışındadır) sağlanması, taşınması ve dağıtılması için gerekli tesislerin yapılması ve bunlarla ilgili işletme giderleri,
g. Yapı denetim görevlisinin işin durumunu, ilerlemesini göstermek ve tespit etmek üzere, iş süresince gerekli göreceği zamanlarda ve belirleyeceği yeterli görünümlerde çekilecek, işin değişik aşamalarını gösterir üçer kopya fotoğraflarının filmleri ile birlikte giderleri, yükleniciye aittir.”
Denildiğini, Yapı İşleri Genel Şartnamesinin 6 ncı ve 28 inci maddelerinde açıkça anlaşılacağı üzere şantiye tesisleri, malzeme depoları, işçi barakaları gibi ihale konusu işin yürütülmesi için gerekli olan tesis ve depolama alanları ihale konusu işin mütemmim cüzü olup, işin sözleşme ve eklerine uygun gerçekleştirilebilmesi için gerekli olduğunu, 6 ncı maddede belirtildiği üzere şantiye tesisleri ve depolama alanlarının nerede olacağına idarenin karar verdiğini, bu yerleri yükleniciye bedelsiz olarak teslim edeceğini, 28 inci maddede görüldüğü üzere, yüklenicinin de bu tesislerin ve depoların yapılması, korunması ve sigortalanmasını sağlayacağını, kamu kurumları tarafından ihale edilen tüm işlerde, bir üst paragrafta belirtilen usulün kullanıldığını ve tazmin hükmüne emsal teşkil edecek bir uygulamanın ne görüldüğünü ne de uygulandığını, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 7 nci maddesinin aynı şekilde Hizmet İşleri Genel Şartnamesinde de yer almakta olup; Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü’nün, konuya ilişkin 26.06.2007 tarihli ve 23018 sayılı mütalaasında; “… Bu düzenlemeler çerçevesinde (Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 7, 8 ve 22 nci maddelerinde yapılan düzenlemeler), hizmet atımlarında “işyeri” tanımına giren, hizmetin ifa edileceği yerin yüklenici tarafından o hizmet için kullanılmasının sözleşmenin zorunlu unsuru olduğu, yüklenicinin o iş yerinde idarenin talep ettiği ve bedelini ödediği bir hizmet icra ettiği, kendi adına ayrı bir ticari faaliyette bulunmadığı, bu nedenle işin ifası ve sunumu için kullandığı işyeri niteliğindeki altın için idareye kira olarak herhangi bir karşılık ödemesinin söz konusu olmadığı, yalnızca Şartnamenin 8 inci maddesi hükmüne göre “malzeme ve araç ambarları ile işçi barakaları gibi kendi ihtiyacı olan tesisler için kullanacağı yerlerin” ücrete, kullanım bedeline konu olabileceği …” hususunun belirtildiğini, yüklenicinin kendine tahsis edilen bu alanı bu maddeler kapsamı dışında bir amaçla kullanmadığı sürece, Sayıştay İlamında bahsedilen bedelin ödenmesi için hiçbir şekilde kanuni bir gerekçe oluşmayacağını, Maliye Bakanlığı’nın mütalaasında da belirtildiği gibi, yüklenicinin iş yerinde İdarenin talep ettiği ve bedelini ödediği bir hizmet icra ettiği, kendi adına ayrı bir ticari faaliyette bulunmadığı, bu nedenle işin ifası ve sunumu için kullandığı işyeri niteliğindeki alan için idareye kira olarak herhangi bir karşılık ödemesinin söz konusu olmadığı değerlendirilerek söz konusu alanlar için yükleniciden bir bedel talep edilmediğini, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 7 nci maddesinin, ihaleyi yapan idarenin, ihale konusu işin yapılacağı yerde şantiye, diğer tesis ve yollar için gerekli ve yeterli alan bulunmadığı hallerde, yüklenicinin komşu yerlere zarar vermeksizin yer seçimi yapmasında veya kiralamasında yükleniciye bu işlerle ilgili herhangi bir bedel ödemeyeceğine dair olduğunu, ayrıca İlamda hurdalık olarak bahsedilen alanda, 2017 yılının son aylarında taahhüdü tamamlanarak geçici kabulü yapılan, … İşi ve 2018 yılının ilk aylarında yapımı tamamlanarak geçici kabulü yapılan … İşinde kullanılıp ilgili imalatları bitirildiği için inşaat sahasında uygun bir yerde stoklanan; teslim edilen binalara 2018 yılı Ağustos ve Eylül aylarında kullanıcılarının yerleşmesi esnasında görüntü kirliliği oluşturmaması için ahşap kereste, düz yüzeyli kalıp malzemesi, çeşitli malzemelerin üretim yerinden imalat sahasına nakli için kullanılan ahşap paletler, elektrik kablo makaraları, demir doğrama imalatlarından arta kalan parçaların bu inşaatların sahip olduğu arazilerden taşınarak hurdalık olarak bahsedilen alanda geçici olarak stoklandığını, bu alanın hurdalık olarak kullanımı veya yükleniciye tahsisi diye bir durumun söz konusu olmadığını, inşaat yapım işlerinde bu işlerde kullanılan malzeme ve aksanların, kütle ve hacim olarak büyük ve tonaj olarak ağır malzemeler olduğunu, örneğin her türlü iskele kalıp, kereste, kalıp iskelesi, ahşap paletli gelen ve o şekilde muhafıza edilen taban ve tavan kaplama malzemeleri, cephe imalatında kullanılan alüminyum ve kompozit malzemeler, mekanik cephe taşıyıcı malzemeleri, peyzaj imalatlarında kullanılan andezit, küp taş kilit parke, gibi malzemelerin tonaj olarak ağır, hacim olarak büyük malzemeler olup, forklift, kepçe veya mobil vinç ile taşınan yüklenen ve indirilen, nakliyesi ve sevkiyatı ağır tonajlı kamyonlarla yapılan malzemeler olduğunu, işlerin yapımı sırasında kullanılan tüm bu malzemelerin işin doğası gereği açık depo alanlarında muhafaza edildiğini, kapalı depolarda ise dış hava şartlarından olumsuz etkilenebilecek elektrik, elektronik ve mekanik tesisat ile ilgili malzemeler ve inşaat yapımında kullanılan aletlerin muhafaza edildiğini, işin yapımı tamamlandıktan sonra yine yüklenicinin uhdesinde bulunan geçici ve kesin kabul işlemleri tamamlanana kadar, bu malzemelerin bir kısmının ihtiyaç olabileceği düşünülerek muhafaza edildiğini, bu neden ile hurdalık olarak belirtilen alanın hurdalık değil; ihale konusu iş için kullanılacak olan malzemelerin bulunduğu açık depolama alanı olup şantiye kapsamında olan bir alan olduğunu, İlamda hurdalık olarak tabir edilen ve bir daha kullanılamayacak olan atık kereste, demir parçaları, taş ve moloz yığıldığı belirtilen alanda bulunan malzemelerin yüklenici tarafından inşaatta tekraren kullanılan kalıp ve demir malzemeleri olduğunu, bu malzemelerin tekraren kullanılmasının birim fiyat tarif ve analizlerinin bir gereği olduğunu, plywood ahşap kalıp malzemelerinin yüklenici tarafından çivilerinin sökülerek temizlenip, ebatlandırılması ve kalıp kullanımına hazır hale getirilmesinin, hurda demir olarak adlandırılan tüm malzemelerin düzeltilip tekraren kullanıma hazır hale getirilmesinin, bu alanda gerçekleştirildiğini, taş ve moloz olarak tabir edilen yer döşemesi olarak kullanılan malzemelerin, bu işlerin geçici kabul işlemlerine kadar tespit edilen bozulmaların düzeltilmesi için kullanılmış olup, bir kısmının ise kesin kabul işlemleri tamamlanana kadar ihtiyaç olabileceği varsayılarak başka bir alanda muhafaza edildiğini, bahsedilen hususla ilgili resimlerin dilekçe ekinde mevcut olduğunu, sonuç olarak, Üniversitenin bünyesinde taahhüdü farklı yükleniciler ile gerçekleştirilen tüm ihale işlerinde ve ülkemiz sınırları içinde gerçekleştirilen tüm benzer ihale işlerinde olduğu gibi bu işte de, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 6 ncı maddesi kapsamında iş için gerekli tesislerin, ihtiyaç duyulan sahalar ile hizmet yollarının geçeceği yerlerin, her türlü toprak işlerine ait olup sözleşme ve eklerinde belirlendiğini veya sonradan İdarece tespit edilmiş olan ariyet ve depo yerlerinin yükleniciye bedelsiz kullandırılmasının 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu hükümlerine uygun olduğunu, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 6 ncı maddesi hiç yokmuş gibi değerlendirmede bulunan söz konusu ilam maddesi hükmünün, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 7 nci maddesinin yanlış yorumlanması neticesinde alınmış bir hüküm olduğunu, ilam hükmüne ikinci itirazlarının ise, eğer idare tarafından taahhüt konusu işlerin yürütülmesi için kullandırılacak olan kendi sahip olduğu araziler için bir bedel alınacak ise, bunun tespit yöntemine ve tutarına ilişkin olduğunu, eğer söz konusu şantiye sahaları ve ariyet depoları için bir bedel alınması gerekiyorsa bunun ecrimisil olarak alınması gerekeceğini, bunun için İdarece … ili Milli Emlak Müdürlüğüne ve … Ticaret ve Sanayi Odasına kullanılan alanın ada ve parseli de belirtilerek ecrimisil bedel tespitinin yapılmasının istendiğini, İlamda belirtilen ve bedel tespitinde kullanılan … ili Milli Emlak Müdürlüğünün 12.11.2019 tarihli ve E.21182 no.lu cevap yazısında, bahse konu alan ada parsel için ecrimisile esas olmak üzere beher m² yıllık kullanım bedelinin, Müdürlük envanterinde bulunmadığı belirtilmiş olup, Milli Emlak İl Müdürlüğünde Hazine adına kayıtlı Hazine taşınmazlarının ecrimisil için kullanılan Komisyon Kararının daha önceki savunmalarında gönderilmiş olup, İlamda ecrimisil bedel hesabı için bu listede yer alan ada parselin bulunduğu … İlçesi … mahallesinde bulunan başka bir yerin bedeli olan … TL/m²’nin kullanıldığını, halbuki Üniversite tarafından … Ticaret ve Sanayi Odasına sorguda kamu zararına neden olunduğu iddia edilen ada ve parsel numarası yazılarak gönderilen ecrimisil bedel tespiti yazılarına cevaben, ilgili oda tarafından tespit edilen bu ada parsele ait 2018 yılı için edebileceği ecrimisil değerinin, KDV hariç ….-TL/m² civarında olabileceğinin piyasalardan tespit edildiği belirtilmiş olup önceki savunmalarının ekinde, … … Belediyesi’nin 1946 ada 2 nolu parsele ait asgari m² birim rayiç (satış) değerinin, ….-TL belirlendiğinin görüldüğünü, ilgili ada parsele ait bir ecrimisil değer tespiti olduğu halde ecrimisil hesabında bu değerin değil aynı mahalde başka bir yer için tespit edilen bedelin kullanılmasının hukuka ve hakkaniyete uygun düşmediğini, diğer taraftan İlamda yüklenicinin kendi ihtiyaçları için kullandığı alanlar olarak hurdalık olarak belirtilen alanın, 4.774,35 m² olduğu, şantiye alanı içinde 3 adet malzeme deposu (toplam 425 m²), 1 adet bekçi kulübesi (21 m²), 1 adet şantiye idari ofisi (180 m²), I adet yatakhane (260 m²), 3 adet statik ısı sistemleri taşeron ofisi (toplam 63 m²) ve 1 adet açık kaynak atölyesi (35 m²) olmak üzere toplam 5.758,35 m² alan olduğu belirtildiği halde 10.926,07 m² için ecrimisil hesaplandığını, sonuç itibarıyla, yukarıda belirtilen gerekçeler çerçevesinde, İlamda ileri sürülen kamu zararı iddiasına yönelik tespitlerin hukuksal ve teknik dayanağı bulunmadığının açık olduğunu, ilgili İlamda belirtildiği üzere, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 7 nci maddesinin, 6 ncı maddesi hiç yokmuş gibi değerlendirilmesinin, ülke gerçeklerinden uzak olarak, şantiye alanları için yüklenicilerden kira bedeli talep edilmesinin, hakkaniyet, hukuk ve gerçeklikle bağdaşmayacağını, yüklenicinin kendi ihtiyaçları için kullandığı alanlar iddiası kabul edilse bile, bu alanlara ilişkin ecrimisil değerinin aynı ada parsele ait bir ecrimisil değer tespiti olduğu halde, ecrimisil hesabında bu değerin değil de, aynı mahalde başka bir yer için tespit edilen bedelin kullanılmasının, ilam hükmünün hukuka uygun olmadığının açık bir göstergesi olduğunu ifade etmek suretiyle tazmin hükmünün kaldırılmasını hususunu Kurulumuza arz etmiştir.
(Sorumluların temyiz taleplerine ilişkin her iki dosya için de geçerli) Başsavcılık mütalaasında özetle; adı geçenlerin dilekçesinde; tazmin hükmünün hem gerekçesi hem de tutarının hesaplanma şeklinin hukuki olmadığı, İlamda yüklenicinin kendi ihtiyaçları için kullandığı belirtilen alanın yükleniciye şantiye alanı olarak bırakılmış ve taahhüdünde bulunduğu iş için kullandığı yer olduğu, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 6 ncı ve 28 inci maddelerine uygun bir şekilde tahsis edilmiş alan olduğu, hurdalık olarak İlamda geçen yerin ise geçici kabulden sonra kullanılması gereken bazı malzemelerin stokundan ibaret olduğu hususlarının ileri sürüldüğü ve bu meyanda tazmin hükmünün kaldırılmasının talep edildiği ifade edildikten sonra; dosya içeriğinin incelenmesi neticesinde; Yapım İşleri Genel Şartnamesinin “Yüklenicinin kendi ihtiyacı için kullanacağı yerler” başlıklı 7 nci maddesine göre yükleniciye ait malzeme ve araç ambarları ile işçi barakaları gibi yüklenicinin ihtiyacı olan tesisler için kullanacağı yerlerin idare tarafından yükleniciye bedelsiz olarak verilip verilmeyeceğinin sözleşme veya eklerinde yazılı olması gerektiği, şayet yüklenicinin kendi ihtiyacı için kullanacağı yerlerin bedelsiz olarak verilmesi sözleşme veya eklerinde yazılı değilse, yer temini için gereken bütün giderlerin yükleniciye ait olması gerektiği, bu konuda esas olanın; kampüs alanı içerisinde yer temin edilememesi halinde tahsis veya mülkiyeti idareye ait olmayan yerlere ilişkin yapılması gereken giderlerin yüklenici tarafından karşılanması gerektiğinin değerlendirildiği, aksi halde yüklenicinin ihaleye konu olan yüklenimi yerine getirebilmesi için ihtiyaç duyduğu idareye ait şantiye alanının idare tarafından kira karşılığı tahsis edilmesi durumunda yüklenicinin ödemiş olduğu kira bedelinin müteahhit karı ve vergiler dahil edilerek inşaat maliyetine dahil edilmesi gerektiği ki bu durumda yapılan imalattan daha fazla ödeme yapması anlamına geleceğinin ortada olduğu, hurdalık alan olarak tahsis edilen yerin yüklenicinin başka işlerinde kullandığına ilişkin herhangi bir bulgu veya delilin ortaya konulamadığı görüldüğünden temyiz talebinin kabul edilerek tazmin hükmünün kaldırılmasının uygun olacağı belirtilmiştir.
Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Temyize konu işbu ilam maddesinde tazmin hükmü, İdarenin bazı yapım işlerini üstlenen yüklenicinin İdareye ait şantiye ve hurdalıktan oluşan taşınmazı (arsayı) kendi ihtiyaçları için kullanmasına rağmen bu kullanım için kendisinden herhangi bir bedel alınmadığı gerekçesiyle verilmiştir.
Tazmin hükmünün dayanağını, Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliği ve sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesinin “Yüklenicinin kendi ihtiyacı için kullanacağı yerler” başlıklı 7 nci maddesi teşkil etmekte olup, söz konusu maddede:
“(1) Yükleniciye ait malzeme ve araç ambarları ile işçi barakaları gibi kendi ihtiyacı olan tesisler için kullanacağı yerlerin idare tarafından yükleniciye bedelsiz olarak verileceği sözleşme veya eklerinde yazılı olduğu takdirde; idare, bu tür yerlerin, ulaşım, malzeme temini ve işin ağırlık merkezi gibi hususlarla uyumlu olmasını göz önüne alır. Yüklenici ihtiyaç duyduğu bu yerlere ait harita, plan ve cetvelleri zamanında idareye vermek ve bu yerlerin sahipleri ile komşu yerlerin sahiplerine en az zarar verecek şekilde yer seçimini yapmak zorundadır. Bununla birlikte idare, gerekli gördüğü takdirde, yüklenicinin kullanacağı en uygun yeri kendisi seçip ayırarak yükleniciye gösterebilir. Bu durumda yüklenici, idarenin gösterdiğinden başka yerleri ancak sahipleri ile anlaşmak şartı ile kullanabilir ve idareden bu kullanım karşılığı olarak bir bedelin ödenmesini isteyemez.
(2) Yüklenicinin kendi ihtiyacı için kullanacağı yerlerin bedelsiz olarak verilmesi sözleşme veya eklerinde yazılı değilse, yer temini için gereken bütün giderler yükleniciye ait olacaktır. Ancak bu yerlerin geçici işgali, resmi işlemleri gerektirdiği takdirde bu işlemler (geçici işgale ilişkin harita, plan ve cetveller yüklenici tarafından hazırlanmak şartı ile) idare tarafından yapılıp tamamlanır.”
Denilmektedir.
Yukarıdaki bu hükümler doğrultusunda, yükleniciye ait malzeme ve araç ambarları ile işçi barakaları gibi yüklenicinin ihtiyacı olan tesisler için kullanacağı yerlerin, idare tarafından yükleniciye bedelsiz olarak verilip verilmeyeceğinin sözleşme veya eklerinde yazılı olması gerektiği, (temyize konu olayımızdaki gibi) yüklenicinin kendi ihtiyacı için kullandığı yerlerin sözleşme veya eklerinde yazılı olmaması durumunda ise yer temini için gereken bütün giderlerin yükleniciye ait olacağı kuralından hareketle şantiye ve hurdalıktan oluşan ihtilaf konusu alan için yüklenicinin bir bedel ödemesi gerektiği değerlendirmesi yapılmıştır.
Buna karşın, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin “İşyerinin yükleniciye teslimi” başlıklı 6 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında:
“(4) İdare, işin yapılacağı yerleri, sözleşme veya eklerinde aksi yazılı olmadıkça, iş için gerekli tesislerin kurulmasında ihtiyaç duyulan sahalar ile hizmet yollarının geçeceği yerleri, her türlü toprak işlerine ait olup sözleşme veya eklerinde belirlenmiş veya sonradan idarece tespit edilmiş olan ariyet ve depo yerlerini, sözleşme veya eklerinde kamuya ait ocaklardan temini öngörülen yapı malzemeleri varsa (taş, kum, çakıl, gravye, balast, stabilize vb.) bunların temin yerlerini, yükleniciye bedelsiz olarak teslim eder. İşyeri yükleniciye kısımlar halinde de teslim edilebilir.”
“Yükleniciye ait giderler” başlıklı 27 nci maddesinde:
“(1) İşin gerçekleştirilmesi için gerekli ve yüklenicinin yapmak zorunda olduğu bazı işlerin karşılığı olan, aşağıdaki bentlerde gösterilen giderlerin tümü, sözleşme veya eklerinde kimin tarafından ödeneceği belirtilmemiş ve aksine bir hüküm bulunmamakta ise;
a) Gerek işin yönetimi, gerekse işte kullanılacak her türlü malzeme, araç, makine, taşıt vb. nin taşınmaları (teklif birim fiyatlarda yer alanlar bunun dışındadır), bunlar için gerekli depo, baraka, hangar, garaj vb. tesislerin yapılması, bunların korunmaları ve sigortaları ile ilgili giderler,
b) İşin yerine getirilmesi için, yüklenici tarafından gerekli görülen bütün hizmet yolları (30 uncu maddede açıklanan malzeme ocaklarının değiştirilmesi halinde açılacak yollar bunun dışındadır) ile bunların üzerindeki geçici köprü ve geçitlerin yapım ve bakım giderleri ile kamuya açık yollarda iş süresince alınması gerekebilecek tedbirlerin giderleri,
c) Projelerin zemine uygulanması, röleve gibi işler ile yapı denetim görevlisi tarafından denetim amacıyla istenen her türlü ölçmeler için gerekli araç, malzeme ve personel giderleri,
ç) Sözleşmede veya eklerinde belirtilen yükleme ve benzeri teknik deneylerin giderleri,
d) Kabul heyetlerinin gerekli gördüğü durumlarda, yüklenicinin yaptığı işlerle ilgili olarak güven sağlamak için yapılacak bütün teknik deneylerin giderleri,
e) Şantiye hizmetleri için gerekli enerji ve suyun (yapının bünyesine giren su ve enerji bunun dışındadır) sağlanması, taşınması ve dağıtılması için gerekli tesislerin yapılması ve bunlarla ilgili işletme giderleri,
f) Yapı denetim görevlisinin işin durumunu, ilerlemesini göstermek ve tespit etmek üzere, iş süresince gerekli göreceği zamanlarda çekilecek, işin değişik aşamalarını gösterir üçer kopya fotoğraflarının filmleri ile birlikte giderleri,
yükleniciye aittir.”
Hükümleri yer almakta olup, bu hükümlere göre ise; şantiye tesisleri, malzeme depoları, işçi barakaları gibi ihale konusu işin sözleşme ve eklerine uygun yürütülmesi için gerekli olan tesis ve depolama alanları, ihale konusu işin mütemmim cüzü niteliğindedir. İdare, iş için gerekli tesislerin kurulmasında ihtiyaç duyulan sahalar ile hizmet yollarını ve ariyet ile depo yerlerini işin büyüklüğüne ve kapsamına bağlı olarak yükleniciye bedelsiz olarak teslim eder. (Y.İ.G.Ş./md. 6). Yüklenici de bu tesislerin ve depoların yapılması, korunması ve sigortalanmasını sağlar (Y.İ.G.Ş./md. 27).
Bu bağlamda, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 7 nci maddesinin, ihaleyi yapan idarenin, ihale konusu işin yapılacağı yerde şantiye, diğer tesis ve yollar için gerekli ve yeterli alan bulunmadığı hallerde, yüklenicinin komşu yerlere zarar vermeksizin yer seçimi yapmasında veya kiralamasında yükleniciye bu işlerle ilgili herhangi bir bedel ödemeyeceğine dair olduğu değerlendirmesi yapılabilir.
Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 7 nci maddesi aynı şekilde Hizmet İşleri Genel Şartnamesinde de yer almakta olup; Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğünün, konuya ilişkin 26.06.2007 tarihli ve 23018 sayılı mütalaasında; “… Bu düzenlemeler çerçevesinde (Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 7, 8 ve 22 nci maddelerinde yapılan düzenlemeler), hizmet alımlarında “işyeri” tanımına giren, hizmetin ifa edileceği yerin yüklenici tarafından o hizmet için kullanılmasının sözleşmenin zorunlu unsuru olduğu, yüklenicinin o iş yerinde idarenin talep ettiği ve bedelini ödediği bir hizmet icra ettiği, kendi adına ayrı bir ticari faaliyette bulunmadığı, bu nedenle işin ifası ve sunumu için kullandığı işyeri niteliğindeki alan için idareye kira olarak herhangi bir karşılık ödemesinin söz konusu olmadığı, yalnızca şartnamenin 8 inci maddesi hükmüne göre “malzeme ve araç ambarları ile işçi barakaları gibi kendi ihtiyacı olan tesisler için kullanacağı yerlerin” ücrete, kullanım bedeline konu olabileceği … ” hususu belirtilmiştir.
Maliye Bakanlığının mütalaasında da belirtildiği gibi; yüklenicinin iş yerinde idarenin talep ettiği ve bedelini ödediği bir hizmet icra ettiği, kendi adına ayrı bir ticari faaliyette bulunmadığı, bu nedenle işin ifası ve sunumu için kullandığı işyeri niteliğindeki alan için idareye kira olarak herhangi bir karşılık ödemesinin söz konusu olmadığı değerlendirmesiyle İdare tarafından söz konusu alanlar için yükleniciden bir bedel talep edilmediği görülmektedir.
Ayrıca sorumluların iddialarından; İlamda hurdalık olarak bahsedilen alanda, 2017 yılının son aylarında taahhüdü tamamlanarak geçici kabulü yapılan, … İşi ve 2018 yılının ilk aylarında yapımı tamamlanarak geçici kabulü yapılan … İşinde kullanılıp ilgili imalatları bitirildiği için inşaat sahasında uygun bir yerde stoklanan; teslim edilen binalara 2018 yılı Ağustos ve Eylül aylarında kullanıcılarının yerleşmesi esnasında görüntü kirliliği oluşturmaması için ahşap kereste, düz yüzeyli kalıp malzemesi, çeşitli malzemelerin üretim yerinden imalat sahasına nakli için kullanılan ahşap paletler, elektrik kablo makaraları, demir doğrama imalatlarından arta kalan parçaların bu inşaatların sahip olduğu arazilerden taşınarak geçici olarak stoklandığı, bu alanın hurdalık olarak kullanımı veya yükleniciye tahsisi diye bir durumun söz olmadığı, İlamda hurdalık olarak tabir edilen ve bir daha kullanılamayacak olan atık kereste, demir parçaları, taş ve moloz yığıldığı belirtilen alanda bulunan malzemelerin yüklenici tarafından inşaatta tekraren kullanılan kalıp ve demir malzemeler olduğu, bu malzemelerin tekraren kullanılmasının birim fiyat tarif ve analizlerinin bir gereği olduğu, plywood ahşap kalıp malzemelerinin yüklenici tarafından çivilerinin sökülerek temizlenip, ebatlandırılması ve kalıp kullanımına hazır hale getirilmesi ve hurda demir olarak adlandırılan tüm malzemelerin düzeltilip tekraren kullanıma hazır hale getirilmesi işlemlerinin bu alanda gerçekleştirildiği, taş ve moloz olarak tabir edilen yer döşemesi olarak kullanılan malzemelerin, bu işlerin geçici kabul işlemlerine kadar tespit edilen bozulmaların düzeltilmesi için kullanılmış olup bir kısmının ise kesin kabul işlemleri tamamlanana kadar ihtiyaç olabileceği varsayılarak başka bir alanda muhafaza edildiği, bahsedilen hususlarla ilgili fotoğrafların dilekçe ekinde mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklamalar karşısında, İlamda hurdalık olarak belirtilen alanın hurdalık değil; ihale konusu iş için kullanılacak olan malzemelerin bulunduğu açık depolama alanı olup “şantiye” kapsamında olan bir alan olduğu sonucu çıkmaktadır.
Bu itibarla, İlamda hurdalık olarak nitelendirilen alan dahil tamamen Üniversitenin mülkiyetinde bulunan bu alanın, Üniversite tarafından ihaleye çıkarılan ve 2009 yılından itibaren aynı yüklenicinin taahhüdü altında yapılmış inşaatların şantiye sınırlarında kalmakta olduğu ve söz konusu inşaatların gerçekleştirilmesi dışında bir amaç için kullanılmadığı kanaatine varıldığından (kaldı ki hurdalık alan olarak tahsis edildiği belirtilen yerin yüklenicinin başka işlerinde kullandığına ilişkin herhangi bir bulgu veya delil de ortaya konulamadığından); 167 sayılı İlamın 44. maddesiyle verilen … TL’nin tazminine ilişkin hükmün 6085 sayılı Sayıştay Kanununun 55 inci maddesinin 7 nci fıkrası uyarınca BOZULMASINA ve yukarıda belirtilen hususların tekrar değerlendirilmesini teminen yeni hüküm tesisi için dosyanın hükmü veren DAİREYE GÖNDERİLMESİNE, (…. Daire Başkanı … ile Üye …’in aşağıda yazılı azınlık görüşlerine karşı) oy çokluğuyla,
Karar verildiği 14.12.2022 tarih ve 52626 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.
Karşı oy gerekçesi/Azınlık görüşü
…. Daire Başkanı … ile Üye …:
Sorumlular tarafından kamu zararı hesabına yönelik olarak itirazlarda bulunulmuş ve bu bağlamda; eğer söz konusu şantiye sahaları ve ariyet depoları için bir bedel alınması gerekiyorsa bunun ecrimisil olarak alınması gerekeceği, bunun için İdarece … ili Milli Emlak Müdürlüğüne ve … Ticaret ve Sanayi Odasına kullanılan alanın ada ve parseli de belirtilerek ecrimisil bedel tespitinin yapılmasının istendiği, İlamda belirtilen ve bedel tespitinde kullanılan … ili Milli Emlak Müdürlüğünün 12.11.2019 tarihli ve E.21182 no.lu cevap yazısında, bahse konu alan ada parsel için ecrimisile esas olmak üzere beher m² yıllık kullanım bedelinin, Müdürlük envanterinde bulunmadığı belirtilmiş olup, Milli Emlak İl Müdürlüğünde Hazine adına kayıtlı Hazine taşınmazlarının ecrimisil için kullanılan Komisyon Kararının daha önceki savunmalarında gönderilmiş olup, İlamda ecrimisil bedel hesabı için bu listede yer alan ada parselin bulunduğu … İlçesi … mahallesinde bulunan başka bir yerin bedeli olan … TL/m²’nin kullanıldığı, halbuki Üniversite tarafından … Ticaret ve Sanayi Odasına sorguda kamu zararına neden olunduğu iddia edilen ada ve parsel numarası yazılarak gönderilen ecrimisil bedel tespiti yazılarına cevaben, ilgili oda tarafından tespit edilen bu ada parsele ait 2018 yılı için edebileceği ecrimisil değerinin, KDV hariç ….-TL/m² civarında olabileceğinin piyasalardan tespit edildiği belirtilmiş olup önceki savunmalarının ekinde, … … Belediyesi’nin 1946 ada 2 nolu parsele ait asgari m² birim rayiç (satış) değerinin, ….-TL belirlendiğinin görüldüğü, ilgili ada parsele ait bir ecrimisil değer tespiti olduğu halde ecrimisil hesabında bu değerin değil aynı mahalde başka bir yer için tespit edilen bedelin kullanılmasının hukuka ve hakkaniyete uygun düşmediği, diğer taraftan İlamda yüklenicinin kendi ihtiyaçları için kullandığı alanlar olarak hurdalık olarak belirtilen alanın, 4.774,35 m² olduğu, şantiye alanı içinde 3 adet malzeme deposu (toplam 425 m²), 1 adet bekçi kulübesi (21 m²), 1 adet şantiye idari ofisi (180 m²), I adet yatakhane (260 m²), 3 adet statik ısı sistemleri taşeron ofisi (toplam 63 m²) ve 1 adet açık kaynak atölyesi (35 m²) olmak üzere toplam 5.758,35 m² alan olduğu belirtildiği halde 10.926,07 m² için ecrimisil hesaplandığı ifade edilmiştir.
Sorumluların bu itirazları yerinde olup, tazmin hükmü verilecekse dahi bu hususlar göz önünde bulundurularak yeniden bir hesap yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, sorumluların temyiz dilekçelerindeki iddialarının kısmen kabulüyle tazmin hükmünün bozulması ve yukarıdaki itirazlar doğrultusunda kamu zararı hesabının yeniden yapılmasını teminen yeni bir hüküm verilmesi için dosyanın ilgili Daireye gönderilmesi gerekir.
Esasen azınlık görüşümüzdeki açıklamalar doğrultusunda tazmin hükmünün bozulması gerektiğini düşünmekle birlikte, hesap yargılama usulü bağlamında temyiz mercii olan Temyiz Kurulu çalışma usulüne ilişkin olarak ayrıca;
Sayıştay Yargılamasında ilk derece mahkemesi olarak dairelerce verilen kararlara karşı sorumlular temyiz ve karar düzeltme ile yargılamanın iadesi yoluna müracaat edebilirler. 6085 Sayılı Kanun’un “Temyiz” başlıklı 55 inci maddesindeki düzenlemeye göre Temyiz Kurulu; temyiz olunan hükmü olduğu gibi veya düzelterek tasdik etmeye, bozma kararı vererek daireye göndermeye ya da Kurul üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ile daire kararını tümüyle ortadan kaldırmaya karar verebilir. Kaldırma kararı (doğası gereği Sayıştay dairelerince kamu zararının sorumlularına ödettirilmesi ile yönündeki kararlar hakkında verilebilecek bir karar olup) kamu zararının oluşmadığı dolayısıyla da dairece haklarında hüküm tesis edilen sorumlular hakkında hüküm tesis edilmesi gerekmediği sonucuna ulaşan ve sorumluların beraatı anlamına gelen bir hükümdür.
Bu düzenlemede yer verilen “kurul üye sayısının üçte iki çoğunluğu ile kaldırılması” şeklindeki kısmın klasik anlamdaki temyiz uygulamalarının dışına taşan bir düzenleme olduğu ortadadır. Hukuk sisteminde ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın kaldırılması ve bunun yerine yeni bir karar verilmesi uygulaması istinaf mahkemeleri aşamasında görülebilen bir uygulamadır. İstinaf mahkemelerince verilen kararlar (İlk derece mahkemesinin kararını kaldıran kararlar dâhil) hakkında da belli şartlar altında temyiz yoluna gidilebilmektedir. Oysa Sayıştay Temyiz Kurulunca verilen kaldırma kararına karşı karar düzeltme dışında müracaat edilebilecek bir kanun yolu ve mercii bulunmamaktadır. Türk Hukuk Sisteminde Temyiz İncelemesi sürecinde verilebilecek kararlardan farklı ve temyizi kabil olmayan bir yöntem olarak belirlenmiş olması nedeniyle de 6085 Sayılı Kanunda normal karar çoğunluğundan farklı olarak kaldırma kararı için Kurulun üçte ikisinin çoğunluğu aranmıştır.
İlk derecede kamu zararını tazminle yükümlü tutulmuş olan sorumluların haklarında verilmiş olan bu kararın, sorumlular lehine sonuçlanması için en kısa ve kesin olan yol dairece verilmiş olan tazmin kararının kaldırılması olup sorumluların temyiz başvuruları da çoğunlukla “kararın kaldırılması veya bozulması” şeklinde bir taleple sonlandırılmaktadır. Bu sebeple temyiz başvurusunda taraflarca kaldırma talep edilmişse öncelikle bu talebin görüşülmesi ve sonuçlandırılması gereklidir.
Ancak kaldırma kararının alınabilmesi için bozma veya tasdik kararlarından farklı bir çoğunluk (Kurulun üçte ikisinin oyu) aranmakta olduğundan bunun altında kalan oylama sonuçlarında bozma kararı verildiği kabul edilemeyeceğinden sonuca ulaşmak üzere müzakere ve oylamaya devam edilmesi gerekmektedir.
Kaldırma talebine yönelik müzakereler sonrasında yapılan oylamada Kurulun üçte iki çoğunluğu ile kaldırma kararı çıkmadığı halde kaldırma yönünde kullanılan oyların karar çoğunluğuna (2 azınlık oyuna karşı 12 çoğunluk oyu ile) ulaştığı gerekçe gösterilerek müzakerelere devam edilmemiş ve kaldırma gerekçelerine dayalı olarak bozma kararı verildiği sonucuna ulaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle kaldırma kararının oylandığı ancak bu kararın gerektirdiği üçte iki çoğunluğa ulaşılmadığı halde kurulun çoğunluğunun kaldırma yönünde oy kullandığı gerekçesiyle kaldırma gerekçeli bozma kararı verildiği sonucuna ulaşılması mümkün olmayıp müzakerelere devam edilerek yapılacak oylama sonucuna göre tasdik veya bozma kararlarından hangisinin verildiğinin belirlenmesi gerekir.