"); pri.document.close(); pri.focus(); pri.print(); pri.close(); }

ÖZET: Kamu İhale Kurulu, itirazen şikayet başvuru bedelinin iade edilmemesinin mülkiyet hakkına müdahale teşkil ettiğine hükmetmiştir. Başvuru sahibinin iddiaları doğrultusunda, itirazen şikayet başvuru bedelinin yüksekliği, hukuka aykırı durumlarla karşılaşan isteklilerin bu yola başvurmalarını engelleyebileceği gerekçesiyle değerlendirilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin kararına atıf yapılarak, başvuru bedelinin iade edilmemesinin aşırı bir külfet yüklediği ve mülkiyet hakkını ihlal ettiği sonucuna varılmıştır.

Kurul, bu bağlamda, başvuru sahibinin haklı bulunması durumunda ödediği bedelin iade edilmesi gerektiğine ve yasal faiziyle birlikte iade edilmesi gerektiğine karar vermiştir. Bu durum, idarenin kamu hizmeti yürütme yükümlülüğü ile mülkiyet hakkının korunması arasındaki dengeyi sağlamayı amaçlamaktadır. Anayasa’nın ilgili maddeleri ve idari yargılama usulü çerçevesinde, mahkeme kararlarının gereğinin derhal yerine getirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Karar no2025/MK-73
Karar tarihi14.05.2025
Toplantı No2025/019
Gündem No62
Gündem Konusu2024/992403 İhale Kayıt Numaralı “Müdürlüğümüze Bağlı Sağlık Tesisleri ile Ek Hizmet Binalarının Malzemeli Yemek Pişirme, Dağıtım Ve Sonrası Hizmetleri Alımı İşi” İhalesi

Samsun İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan 2024/992403 ihale kayıt numaralı “Müdürlüğümüze Bağlı Sağlık Tesisleri İle Ek Hizmet Binalarının Malzemeli Yemek Pişirme, Dağıtım ve Sonrası Hizmetleri Alımı İşi” ihalesine ilişkin olarak, Canem Yemek Üretim Gıda Hayvancılık Nakliye Taahhüt İnşaat Turizm Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi itirazen şikâyet başvurusunda bulunmuş ve Kurulca alınan 18.12.2024 tarihli ve 2024/UH.II-1677 sayılı karar ile “4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (b) bendi gereğince düzeltici işlem belirlenmesine” karar verilmiştir.

Anılan Kurul kararının başvuru bedelinin iadesine yönelik kısmının iptali istemiyle, Canem Yemek Üretim Gıda Hayvancılık Nakliye Taahhüt İnşaat Turizm Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi tarafından açılan davada, Ankara 2. İdare Mahkemesinin 27.03.2025 tarihli E:2025/23, K:2025/438 sayılı kararı ile “… Anayasa Mahkemesince 19/03/2020 tarihli ve 31073 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 15/01/2020 tarihli ve 2017/37300 sayılı Başvuru Numaralı kararda; itirazen şikayet yolu için başvuru bedeli alınmasının amacının yersiz başvuruların önüne geçmek ve idari sürecin etkin bir şekilde işlemesini sağlamak olduğu, itirazen şikayet başvuru bedeli alınması belirtilen kamu yararı amacına dayanmakla birlikte haklı çıktıktan sonra bedelin iade edilmemesi şeklinde mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin, itirazen şikayet yoluna başvuranlar hakkında aşırı bir külfet yüklememesi gerektiği, 4734 sayılı Kanun’da öngörülen idari yollar tüketilmeden dava açılmasının mümkün olmadığı, doğrudan dava açılabilseydi ilgililer tarafından itirazen şikayet başvuru bedeli ödenmeyeceği ve davasında haklı çıkması durumunda ise yargılama giderlerinin karşı tarafa yükleneceği, diğer taraftan itirazen şikâyet başvuru bedelinin idari yargıda dava açma masraflarıyla karşılaştırıldığında çok yüksek olduğu, ihaleye katılan isteklilerin hukuka aykırı bir durumla karşılaştıklarında haklı çıksalar dahi itirazen şikayet başvuru bedelinin kendilerine iade edilmeyeceğini bilmelerinin bu yola başvurmalarını engelleyebileceği belirtilerek Kamu İhale Kurumuna yaptığı itirazen şikayet başvurusu neticesinde haklı bulunan şirkete itirazen şikayet başvurusu sırasında ödenen bedelin iade edilmemesinin, şirketin mal varlığında eksilmeye yol açması dolayısıyla aşırı külfet yüklediği ve mülkiyet hakkına ölçüsüz bir müdahale olarak değerlendirilmek suretiyle Anayasa’da güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.

İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.

Bu durumda; itirazen şikayet başvurularında başvuranların iddiaları ile iddialarını desteklemek için kullandıkları cümlelerin arasındaki farkın ortaya konularak, iddiaları desteklemek için kullanılan cümlelerin yeni bir iddia olarak değerlendirilmemesi gerekmektedir.

Davacı tarafından yapılan itirazen şikayet başvurusunda ileri sürülen iddianın, ihalenin 1. ve 4. kısımlarında ihale üzerinde bırakılan dava dışı istekli Seç-San Yemek Hizmetleri Otomasyon İletişim Otomotiv Gıda Hayvancılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından sunulan aşırı düşük teklif açıklamalarının mevzuata uygun olmadığına ilişkin olduğu, bu iddiayı desteklemek ve vurgulamak amacıyla bentler halinde detaylandırıldığı dolayısı ile bu cümlelerin yeni iddialar olarak değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla, davacının iddiasında haklılığının davalı idarece ortaya konulduğu görülmüştür. İddialarında haklı bulunan ve söz konusu iddiaları doğrudan dava yoluyla ileri süremeyeceğinden itirazen şikayet başvurusu yolunu kullanmak zorunda kalan davacının, bu nedenle ödediği bedelin kendisine iade edilmemesinin mülkiyet hakkına müdahale olduğu sonucuna ulaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir. Öte yandan; Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrası uyarınca davacı tarafından ödenen itirazen şikâyet başvuru bedelinin işbu davanın açıldığı 03/01/2025 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacı şirkete ödenmesi gerekmektedir. …” gerekçesiyle davanın kabulüne, 157.733,00-TL itirazen şikayet başvuru bedelinin dava tarihi olan 03.01.2025 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Anayasa’nın 138’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesinin birinci fıkrasında, mahkemelerin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Anılan kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, 4734 sayılı Kanun’un 65’inci maddesi uyarınca bu kararın tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihi izleyen 30 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava yolu açık olmak üzere,

  1. Kamu İhale Kurulunun 18.12.2024 tarihli ve 2024/UH.II-1677 sayılı kararının itirazen şikayet başvuru bedelinin iadesinin mümkün olmadığına yönelik kısmının iptaline,
  2. Anılan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, 157.733,00 TL itirazen şikayet başvuru bedelinin 03.01.2025 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte başvuru sahibine iadesine,


Oybirliği ile karar verildi.