"); pri.document.close(); pri.focus(); pri.print(); pri.close(); }

Karar Konusu: Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterine ve Başkan Danışmanına Ödenen Ek Tazminatın Hukuki Dayanağının İncelenmesi

Kararın İçeriği ve Hukuki Değerlendirme:
Sayıştay Temyiz Kurulu, 245 sayılı ilamın 1. ve 2. maddeleri kapsamında Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri, Genel Sekreter Yardımcıları ve Başkan Danışmanına Sanayi ve Ticaret Bakanlığında görevli personel için öngörülen ek ödemenin verilmesine ilişkin yapılan tazmin hükmünü değerlendirmiştir.

Dilekçiler, Sayıştay 1. Dairesinin daha önce verdiği bir beraat kararı ve 6009 sayılı Kanun’un geçici 8. maddesi kapsamında tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmişlerdir. Ancak Sayıştay Savcılığı ve Temyiz Kurulu, ilgili ödemenin 6009 sayılı Kanun’un kapsamına girmediğini ve belediye personeline yapılan ek ödemenin hukuki dayanağının bulunmadığını belirtmiştir.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 22. maddesinde, genel sekreter ve genel sekreter yardımcılarının “bakanlık genel müdürleri ve bağımsız daire başkanları için öngörülen tüm haklardan aynen yararlanacağı” belirtilmiştir. Ancak, Sayıştay, bu hükmün yalnızca Devlet Memurları Kanunu (657 sayılı Kanun), 4505 sayılı Kanun ve ilgili KHK’lerde düzenlenen mali hakları kapsadığını, özel düzenlemelere tabi ek ödeme ve teşvik ikramiyelerinin bu kapsama dahil edilemeyeceğini değerlendirmiştir.

Dilekçede, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararına atıfta bulunularak hatalı ödemenin belirli bir süre içinde geri alınabileceği ileri sürülmüştür. Ancak Sayıştay, kendi yargılama yetkisinin Anayasa’nın 160. maddesi uyarınca bağımsız olduğunu ve Danıştay kararlarının Sayıştay hükümlerine engel teşkil etmeyeceğini ifade etmiştir.

Sonuç:

  • Mustafa Hakan Aslan’ın 245 sayılı ilamın 1. ve 2. maddelerine yönelik itirazı, kendisinin sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle işleme alınmamıştır.
  • Genel Sekreter ve Başkan Danışmanına yapılan ek ödemenin hukuki dayanağı olmadığı gerekçesiyle 245 sayılı ilamın 1. ve 2. maddeleri ile verilen tazmin hükümleri onaylanmıştır.
  • 6009 sayılı Kanun’un geçici 8. maddesinin ilgili ödemeye uygulanamayacağı ve belediye personeline yapılan ek ödemenin yasal olmadığı sonucuna varılmıştır.
  • Danıştay kararlarının Sayıştay yargılamalarına etkisi olmadığı belirtilmiş ve Sayıştay ilamlarının anayasal çerçevede geçerliliğini koruduğu ifade edilmiştir.

Bu karar, büyükşehir belediyelerinin mevzuatta açıkça düzenlenmemiş ek ödemeler yapmasının hukuka aykırı olduğunu ve bu tür uygulamaların Sayıştay tarafından tazminata konu edilebileceğini göstermektedir.

KARAR ORJİNAL METNİ:

Kamu İdaresi Türü
Yılı2009
Dairesi5
Karar No35795
İlam No39756
Tutanak Tarihi9.12.2014
Kararın Konusu

TEMYİZ KURULU KARARI

Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra gereği görüşüldü;

1) Dilekçilerden Mustafa Hakan ASLAN 245 sayılı ilamın 1. ve 2. maddelerine itiraz etmekte ise de söz konusu maddeler ile ilgili olarak verilen tazmin hükmünde dilekçinin sorumluluğa iştiraki bulunmamaktadır.

Sayıştay Dairelerince verilen kararlara karşı Temyiz Kurulu nezdinde temyize yetkili olanlar, 832 sayılı Kanunun 68. maddesinin (c) fıkrasının atıfta bulunduğu 63. maddesinde belirtilen daire ve makamlar ile kendilerine tazmin hükmedilen memurlardan ibaret olup bunlar arasında yer almayan dilekçinin dilekçesi üzerine Kurulumuzca YAPILACAK İŞLEM OLMADIĞINA,

2) 245 sayılı ilamın 1. maddesi ile Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterine Sanayi ve Ticaret Bakanlığında görevli genel müdür için, Genel Sekreter Yardımcılarına Sanayi ve Ticaret Bakanlığında görevli bağımsız daire başkanları için öngörülen ek ödemenin verilmesi nedeniyle 5.743,72 TL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçiler birinci dilekçesinde özetle; Bursa Büyükşehir Belediyesi Muhasebe Biriminin 2008 yılına ait yönetim dönemi hesabının Sayıştay birinci dairede okunarak yapılan yargılaması sonunda;

Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri ve Genel Sekreter yardımcılarına Maliye Bakanlığı genel müdürleri ve daire başkanları için ön görülen ek tazminatın ilgililere ödenmesi neticesinde Sayıştay savcısının ve Sayıştay üyesinin bu ödemelerin tazminine karar verilmesine dair düşüncüleri mevcut iken;

Sayıştay 1. Dairesinin 11.09.2010 tarih ve 555 numaralı ilamla bu ödemelerin 6009 sayılı kanunun 8. Maddesi kapsamında bulunduğundan ilişilecek bir husus bulunmadığına, sorumlularının beratına karar verildiğini,

6009 sayılı yasanın geçici 8 maddesi ile Anayasa’nın 10. maddesinin dikkate alınarak tazmin hükmünün kaldırılmasını istemiştir.

Sayıştay Savcılığı birinci karşılamasında; “Sorumlular ilamın ilgili maddeleriyle İl Özel İdaresi Genel Sekreteri ile Başkan Danışmanına özel ödemesi bulunan Bakanlık Müstakil Daire Başkanı esas alınarak ödeme yapıldığı gerekçesiyle verilen tazmin hükmünün, 6009 sayılı Kanunun geçici 8 inci maddesi uyarınca kaldırılmasını talep etmişlerdir.

Ancak, konu 6009 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığından talebin reddedilmesi uygun mütalaa olunmaktadır. ” şeklinde görüş bildirmiştir.

Dilekçiler ikinci dilekçesinde özetle; Sayıştay Başsavcılığının karar düzeltme taleplerine karşı görüşünde konunun 6009 sayılı kanun kapsamında olmadığı belirtilmiş ise de, 01.08.2010 tarihinde yayımlanan 6009 sayılı yasanın 8. Maddesinde; “konunun suç teşkil etmemekle kesinleşmiş bir yargı kararına müstenit olmamak kaydıyla, bu kanun yayımı tarihine kadar, memur temsilcileriyle toplu iş sözleşmesi akdedecek veya başka bir tasarrufta bulunarak belediye, Büyükşehir belediyesi ve İl Özel İdaresinde çalışan kamu görevlilerine her ne ad altında olursa olsun ek ödemede bulunmaları nedeniyle kamu görevlileri hakkında idari ve mali yargılına ve takibat yapılamaz, başlatılanlar işlemden kaldırılır.” denildiğini,

Karar düzeltme talebinde bulunmalarının temelde nedeninin Sayıştay 1. Dairesinin 22/12/2010 tarih ve 555 sayılı ilamla tamamen her yönüyle aynı olan bir olayda berat hükmü verilmesi olduğunu, İlamda (Bursa Büyükşehir Belediyesi) “sorumluların beraatına karar verilmiştir.” denildiğini,

Büyükşehir belediyelerinin birbirlerini örnek alarak ve verilen kararları baz alarak işlem yaptıklarını, iki aynı olayın Sayıştay yargılaması sonucunda iki farklı sonuçla sonlanmasının hayatın olağan akışına ters olduğunu,

Ayrıca, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun, 12.12.1973 tarih ve 1973/8- 1973/14 sayılı kararı ile; idarenin, yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde süre aranmaksızın kanunsuz terfi veya intibaka dayanarak ödediği meblağı her zaman geri alabileceğini ancak; belirtilen bu istisnalar dışında kalan durumlarda yapılan ödemelerin, ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere 60 gün içinde geri isteyebileceği, 60 günlük süre geçtikten sonra geri almanın mümkün olmayacağı sonucuna vardığını,

Bu nedenle Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 12.12.1973 tarih ve 1973/8-1973/14 sayılı kararı ile Sayıştay Temyiz Kurulu kararı arasında bir farklılık oluştuğunu belirterek tazmin hükmünün kaldırılmasını istemiştir.

Sayıştay Savcılığı ikinci karşılamasında; “Adı geçen tarafından ileri sürülen hususların 03.02.2012 tarih ve 10317-17006 sayılı yazımızda belirttiğimiz görüşlerimizin değiştirilmesini sağlayacak bir mahiyet taşımadığı anlaşıldığından, yargılamanın söz konusu mütalaamıza göre karara bağlanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.” şeklinde görüş bildirmiştir.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 22. maddesinde;

“PERSONEL İSTİHDAMI

Madde 22 – Büyükşehir belediyesi personeli büyükşehir belediye başkanı tarafından atanır. Personelden müdür ve üstü unvanlı olanlar ilk toplantıda büyükşehir belediye meclisinin bilgisine sunulur.

Genel sekreter, belediye başkanının teklifi üzerine İçişleri Bakanı tarafından atanır. Genel sekreter kadrosuna atananlar, genel idare hizmeti sınıfına dahil bakanlık genel müdürleri, genel sekreter yardımcısı kadrosuna atananlar ise bakanlık bağımsız daire başkanları için ilgili mevzuatında öngörülen tüm haklardan aynen yararlanırlar.

……” denilmekte,

Aynı Kanunun 20. maddesinde ise;

“Danışmanlara her türlü ödemeler dahil, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterine ödenen brüt aylık miktarının % 75’ini aşmamak üzere Belediye Meclisinin belirlediği miktarda brüt ücret ödenir.” denilmektedir.

Yukarıda yer verilen madde hükmünde yer alan; “ilgili mevzuat” ve “haklar” ibarelerinden; üstlenilen görevin özelliği ve hizmet gereği gibi farklı nedenlerle ödemeler öngören mevzuat hükümleri değil, görev yaptığı kurum ne olursa olsun, “genel idare hizmetleri sınıfına dâhil bakanlık genel müdürleri” ve “genel idare hizmetleri sınıfına dâhil bakanlık müstakil daire başkanları” için istisnasız aynı miktar ve orandaki mali hakların (aylık, ek gösterge, taban aylığı, kıdem aylığı, iş güçlüğü zammı, temininde güçlük zammı, makam tazminatı, özel hizmet tazminatı, görev tazminatı, denge tazminatı) ödenmesini düzenleyen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve 4505 sayılı Temsil Tazminatı Ödenmesi Hakkında Kanun ile 375 ve 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerin anlaşılması gerekmektedir.

Bunun dışında hizmetin gereği ve özelliği gibi nedenlerle, Bakanlıklara göre farklılık arz eden ve bir kısmında hiç ödenmeyen; ek ödeme, fon, ikramiye, teşvik ikramiyesi, döner sermaye ve katkı payı gibi ödemeleri öngören özel nitelikteki mevzuatı, 5216 sayılı Kanunun 22. maddesindeki “ilgili mevzuat” ve “haklar” kapsamında yorumlayıp, büyükşehir belediyesi genel sekreterlerine de kıyasen uygulamanın yasal dayanağı bulunmamaktadır.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Personeline Yapılacak Ek Ödemeye İlişkin Usul ve Esaslar’ın 2. maddesinde; bu esasların, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında fiilen çalışan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi personeli kapsayacağı, 4./d maddesinde ise, ek ödemenin hak edilmesinde ve ödenmesinde bu esaslarda belirtilen haller dışında, 657 sayılı D.M.K.’nın aylıklara ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

Dolayısıyla, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı personeli için öngörülen ek ödemeden sadece fiilen görev yapan Bakanlık personeli faydalanabilecektir. 5393 sayılı Kanun’un 22. maddesinde yer alan hükmün bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün değildir.

Dilekçiler yapılan ödemenin 6009 sayılı kanunla getirilen af kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmişse de, 6009 sayılı kanunun geçici 8. maddesindeki “memur temsilcileri ile toplu iş sözleşmesi akdederek veya başka bir tasarrufta bulunarak belediye, büyükşehir belediyesi ve il özel idaresinde çalışan kamu personeline her ne ad altında olursa olsun ek ödemede bulunmaları nedeniyle kamu görevlileri haklarında idari veya mali yargılama ve takibat yapılamayacağı” hükmü, herhangi bir mevzuatla öngörülmemiş olan, toplu sözleşme ile ya da idari bir tasarrufla mahalli idarelerin bütün personeli için, çalışanların koşullarını iyileştirici nitelikte yapılan ek ödemelerle ilgili olup, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile açıkça düzenlenmiş olan ödemeleri 6009 sayılı kanun kapsamında değerlendirmek mümkün değildir.

Ayrıca dilekçiler Sayıştay 1. Dairesinin kararının göz önünde bulundurularak tazmin hükmünün kaldırılması gerektiğini iddia etmişse de, aynı konuda yargı organlarınca verilen kararlar şahsına, olayına ve dönemine münhasır olduğundan, mahkeme kararlarına göre üçüncü kişiler hakkında işlem yapılması mümkün bulunmamaktadır. Kaldı ki Sayıştay Daireleri veya diğer mahkemeler tarafından verilen kararlar Temyiz Kurulu açısından bağlayıcı da değildir.

Dilekçiler konunun Danıştay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu kararına istinaden tazmin hükmünün kaldırılmasını istemektelerse de; Anayasanın 160. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında;

“… Sayıştay’ın kesin hükümleri hakkında ilgililer yazılı bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir kereye mahsus olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunabilirler. Bu kararlar dolayısıyla idari yargı yoluna başvurulamaz.

Vergi, benzeri mali yükümlülükler ve ödevler hakkında Danıştay ile Sayıştay kararları arasındaki uyuşmazlıklarda Danıştay kararları esas alınır.” denilmekte,

832 sayılı Sayıştay kanununun 65. maddesinde “.. genel mahkemelerce verilen hükümler, Sayıştay’ın hesap ve işlemleri yönünden denetimine ve hükmüne engel değildir…” hükümleri yer almaktadır.

Buna göre, Anayasal bir kuruluş olan Sayıştay’ın Anayasa ve kendi Kanunundan kaynaklanan denetim ve yargılama yetkisini kullanması sonucu verilen Sayıştay ilamlarına, Danıştay’ca vergi konusunda verilen kararlar hariç idari ve genel mahkemelerce verilen kararlar bir engel teşkil etmemektedir.

Dilekçiler tarafından, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun Kararına atfen, hatalı ödemenin ilk yapıldığı tarihten itibaren dava açma süresi içinde geri alınmasının mümkün olduğu ileri sürülmekte ise de, 832 sayılı Kanunun 66’ncı maddesi belirtildiği üzere Sayıştay, sayman hesaplarının Sayıştay’a noksansız verildiği tarihten itibaren 2 yıl içinde yargılamakla mükellef olup, ilgili mevzuatta Sayıştay’ın yargılama süresine ilişkin başkaca bir sınırlama bulunmamaktadır.

Bu itibarla dilekçilerin iddialarının reddi ile 245 sayılı ilamın 1. maddesiyle verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE,

3) 245 sayılı ilamın 2. maddesi ile Büyükşehir Belediyesinde Başkan Danışmanı olarak görev yapan personele, Sanayi ve Ticaret Bakanlığında çalışan personel için öngörülen ek ödemenin verilmesi nedeniyle 4.460,22 TL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

Bu tutanağın 2. sırasında belirtilen gerekçelerle 245 sayılı ilamın 2. maddesiyle verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE,

Karar verildiği 09.12.2014 tarih ve 39756 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.


Diğer İçerikler