"); pri.document.close(); pri.focus(); pri.print(); pri.close(); }

1. GİRİŞ

Belediyeler, kamu hizmetlerini daha etkin ve verimli sunabilmek amacıyla bütçe içi işletmeler ve belediye şirketleri gibi farklı organizasyon yapıları kullanmaktadır. Ancak, bu iki yapı arasında finansal, hukuki ve idari açıdan önemli farklar bulunmaktadır. Bu yazıda, belediye şirketleri personelinin bütçe içi işletmelerde çalıştırılıp çalıştırılamayacağı konusu 696 sayılı KHK, 5393 sayılı Belediye Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve ilgili diğer mevzuat çerçevesinde incelenecektir.


2. BELEDİYE ŞİRKETLERİ VE BÜTÇE İÇİ İŞLETMELERİN HUKUKİ STATÜSÜ

  • Belediye Şirketleri: 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 70. maddesi ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde kurulan, tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tabi anonim veya limited şirketlerdir. Bu şirketlerde çalışan personel işçi statüsündedir ve 4857 sayılı İş Kanunu’na tabidir.
  • Belediye Bütçe İçi İşletmeleri: Bütçesi doğrudan belediye bütçesine dahil olan, ayrı bir tüzel kişiliği bulunmayan, kamu hizmeti sunan birimlerdir. Bu işletmelerde çalışanlar, eğer belediye personeli ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na veya belediyenin diğer kamu personeli düzenlemelerine tabi olabilir.

Bu fark, personelin bir statüden diğerine geçişinde hukuki sınırlamalar doğurmaktadır.


3. 696 SAYILI KHK VE TAŞERONDAN KADROYA GEÇİŞ

696 sayılı KHK ile belediyelerde taşeron çalışanların belediye şirketlerine geçirilmesi zorunlu hale getirilmiş, dolayısıyla belediye hizmetlerinde çalışan taşeron işçilerin belediyenin kendi bütçe içi işletmelerinde değil, belediye şirketlerinde istihdam edilmesi gerektiği netleştirilmiştir.

KHK’nin 127. maddesiyle yapılan düzenlemeye göre:

  • Taşerondan gelen işçiler yalnızca belediye şirketlerinde çalıştırılabilir.
  • Bu işçilerin belediye ve bağlı idarelerde veya bütçe içi işletmelerde doğrudan görevlendirilmesi mümkün değildir.
  • Personelin çalıştırılabileceği yerler, şirketin faaliyet alanı ile sınırlıdır.

Bu bağlamda, 696 sayılı KHK kapsamında belediye şirketlerinde kadroya geçirilen personelin, doğrudan belediye bütçe içi işletmelerinde çalıştırılması hukuken mümkün değildir.


4. 5393 SAYILI BELEDİYE KANUNU VE PERSONEL ÇALIŞTIRMA USULLERİ

  • 5393 sayılı Kanun’un 49. maddesine göre, belediyeler ve bağlı kuruluşları ancak:

    • Memur,
    • Sözleşmeli personel,
    • İşçi statüsünde personel çalıştırabilir.Bu hüküm, belediye bütçe içi işletmelerinde de geçerlidir.
  • Ancak, belediye şirketleri özel hukuk hükümlerine tabi olduğundan, bu şirketlerde çalışanların doğrudan belediye veya bütçe içi işletmelerde görevlendirilmesi mümkün değildir.

  • Bu personelin belediye işletmelerinde görevlendirilebilmesi için, şirket tarafından “geçici görevlendirme” yapılması gerekir ki bu da iş hukuku açısından bazı sorunlar doğurabilir.


5. KAMU İHALE KANUNU VE PERSONEL TEMİNİ

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 22/d maddesi, belediyelerin şirketlerinden doğrudan hizmet alımı yapabilmesine imkan tanımaktadır. Ancak, bu hizmet alımı doğrudan personel temini şeklinde olamaz; belirli bir hizmetin satın alınması şeklinde yapılmalıdır.

Bu kapsamda:

  • Belediye şirketi ile bütçe içi işletme arasında hizmet alımı sözleşmesi yapılırsa, belediye şirketi personeli dolaylı olarak bütçe içi işletme için çalışabilir.
  • Ancak, şirket işçisinin doğrudan işletmede görevlendirilmesi, 696 sayılı KHK ile getirilen yasak nedeniyle mümkün değildir.

6. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Mevcut mevzuata göre:
Belediye şirketleri, bütçe içi işletmelere hizmet sunabilir.
Belediye şirket personeli, doğrudan belediye bütçe içi işletmelerinde görevlendirilemez.
Bütçe içi işletmelerin personel ihtiyacı, belediye şirketinden hizmet alımı yöntemiyle karşılanabilir.
696 sayılı KHK nedeniyle taşerondan belediye şirketlerine geçen işçilerin, belediye bütçe içi işletmelerinde çalıştırılması mümkün değildir.

Dolayısıyla, belediye şirketlerinin personel ihtiyacını bütçe içi işletmelere doğrudan tahsis etmek yerine, hizmet alımı yöntemiyle çözmek mümkündür. Ancak, bu tür bir hizmet alımının da usulüne uygun yapılması ve muvazaa yaratmayacak şekilde düzenlenmesi önem arz etmektedir.


Diğer İçerikler