"); pri.document.close(); pri.focus(); pri.print(); pri.close(); }

ÖZET: Sosyal güvenlik ve vergi mevzuatı çerçevesinde, bir belediye şirketinin ödemelerini zamanında gerçekleştirmemesi, ilave maliyetlere yol açmıştır. 2024 yılı Sayıştay Denetim Raporları’na göre, şirketin ödenmemiş vergi borcu 201.631.540,4 TL, sosyal güvenlik prim borcu ise 481.150.079,59 TL olarak tespit edilmiştir. Bu durum, gecikme zammı ve faizi olarak toplamda 13.090.780,74 TL ek mali yükümlülük doğurmuştur.

Gelir Vergisi Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanunu gereğince, işverenlerin çalışanların gelir vergilerini ve sosyal güvenlik primlerini belirli süreler içinde beyan edip ödemeleri zorunludur. İşçilerin ücretlerinden kesilen vergilerin, takip eden ayın 26. günü akşamına kadar ilgili vergi dairesine bildirilmesi ve ödenmesi gerekmektedir. Aynı şekilde, sosyal güvenlik primlerinin de zamanında ödenmesi önem arz etmektedir.

Şirket, yasal yükümlülüklerini yerine getirmediği için ek maliyetlerle karşı karşıya kalmıştır. Türk Ticaret Kanunu’na göre, şirketlerin ticari faaliyetlerinde dikkatli ve özenli davranmaları beklenmektedir. Bu nedenle, şirketin gelecekte benzer sorunlarla karşılaşmaması için gerekli önlemleri alması elzemdir.

BULGU: Sosyal Güvenlik ve Vergi Mevzuatı Kapsamındaki Ödemelerin Yasal Süresi İçinde Yerine Getirilmemesi Nedeniyle İlave Maliyete Katlanılması

2024 Yılı Sayıştay Denetim Raporları – Belediye Şirketi

Şirketin sosyal güvenlik ve vergi mevzuatı gereğince ödemelerini zamanında yapmadığı, bu nedenle gecikme faizi, gecikme zammı gibi ilave maliyetlere katlanmak zorunda kaldığı görülmüştür.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinde, hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri dolayısıyla ilgililerin gelir vergilerine mahsuben işveren tarafından gerçekleştirilecek tevkifatlara ilişkin detaylı açıklamalara yer verilmiş, 84’üncü maddesinde ise söz konusu tevkifatlar dolayısıyla muhtasar beyanname verileceği düzenlenmiştir.

Aynı Kanun’un 98’inci maddesinde, vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların bir ay içinde tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın yirmi üçüncü günü akşamına (Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 29.03.2019 tarih ve 115 numaralı Sirküler gereğince yirmi altıncı günü akşamına) kadar vergi dairesine bildirmeye mecbur olduğu, 119’uncu maddesinde ise yapılan vergi tevkifatının, vergi kesenler tarafından beyanname verecekleri ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar bağlı bulundukları vergi dairesine yatıracakları belirtilmiştir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 86’ncı maddesinde işverenlerce Kuruma verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgelerinin şekli, içeriği, ekleri, ilgili olduğu dönemi, verilme süresi ve diğer hususlar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle belirleneceği hükmü yer almıştır. Bu kapsamda mezkûr maddede belirtilen hususları düzenleyen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 102’nci maddesinde aylık prim ve hizmet belgelerinin en geç belgenin ilişkin olduğu ayı izleyen ayın 26’sında Sosyal Güvenlik Kurumuna gönderileceği, 108’inci maddesinde ise prim tutarlarının da en geç söz konusu ay sonuna kadar Kuruma ödeneceği belirtilmiştir.

Özetle; Şirket tarafından işçilerin ücretlerinden, söz konusu kişilerin gelir vergilerine mahsuben kesilen tutarlar ilgili ayı takip eden ayın 26’ncı günü akşamına kadar beyan edilip ödenmelidir. Ayrıca sosyal güvenlik primleri de benzer şekilde işçi ücretlerinden kesilmeli, Şirkete ait prim de bu tutara eklenerek belirlenen sürelerde ilgili Kuruma bildirilmeli ve ödenmelidir.

Yapılan incelemede, Şirketin 2024 yılsonu itibarıyla ilgili kurumlara ödenmemiş 201.631.540,4 TL vergi borcu ve 481.150.079,59 TL sosyal güvenlik prim borcu bulunduğu, aynı zamanda vergi ve prim borçlarının süresinde ödenmemesinden dolayı 2024 yılında toplamda 13.090.780,74 TL gecikme zammı ve faiz ödemelerine katlanmak zorunda kaldığı tespit edilmiştir.

Şirketler, kâr amacı ile kurulmuş olan ticari yapılar olup tüzel kişiliğe sahiptirler. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereğince kurulan şirketler, Kanun’un 16’ncı maddesine göre tacir niteliğini haiz olup Kanun’un 18’inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince de ticarete ilişkin tüm faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek zorundadırlar. Dolayısıyla şirket menfaatlerinin gözetilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.

Şirket cevabında, bulgu konusu hususta gerekli işlemlerin yapılacağı belirtilmiştir.

Sonuç olarak, Şirketin ödeme yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getirmesi gerekmektedir. Söz konusu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre gecikme faizi, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’a göre gecikme zammı gibi fer’i alacakların doğmasına ve Şirketin ilave mali yük altına girmesine sebebiyet vermektedir. Bu sebeple, Şirketin benzer işlemlere muhatap olmaması için gerekli özenin gösterilmesi gerekmektedir.