Sayıştay Karar Açıklaması:

Kırşehir Belediyesi’nde, İnsan Kaynakları Müdürlüğü ve Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevlerine vekaleten atanan kişilere, mevzuata aykırı olarak yüksek oranlarda özel hizmet tazminatı ve zam farkı ödemesi yapıldığı tespit edilmiştir. Sayıştay, mevzuata aykırı şekilde fazla ödeme yapılması nedeniyle kamu zararına sebebiyet verildiğini belirlemiş ve ilgili harcama yetkilileri ile gerçekleştirme görevlilerinin sorumluluğunu tespit etmiştir.

  1. İnsan Kaynakları Müdürlüğü’ne vekalet eden XXX’e:

    • Öngörülen %80 oranı yerine, 1. derece kadrolu müdürlere tanınan %135 oranı üzerinden özel hizmet tazminatı ödenmesi nedeniyle 3.164,34 TL,
    • Asilde aranan şartları taşımamasına rağmen vekalet kadrosuna ilişkin zam ve tazminat farkı ödenmesi nedeniyle 1.751,77 TL,
    • Toplam: 4.916,11 TL tazmin hükmü verilmiştir.
  2. Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’ne vekalet eden XXX’a:

    • Asilde aranan şartları taşımamasına rağmen zam ve tazminat farkı ödenmesi nedeniyle 2.168,28 TL tazmin hükmü verilmiştir.

İlgili kişilerin, harcama yetkilisi olarak sorumluluklarının bulunmadığı yönündeki itirazları değerlendirilmiş ancak harcama belgelerinde imzalarının bulunduğu tespit edilerek itirazları reddedilmiştir.

Sayıştay Değerlendirmesi:

  • 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 32. ve 33. maddeleri gereğince harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlileri, harcama talimatlarının ve ödemelerin mevzuata uygunluğundan müştereken sorumludur.
  • Sayıştay Genel Kurulu’nun 14.06.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı uyarınca, ödeme emri belgesini imzalayan gerçekleştirme görevlileri, belgelerin doğruluğundan ve mevzuata uygunluğundan harcama yetkilileri ile birlikte sorumlu tutulur.
  • Danıştay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.12.1973 tarih ve 1968/8 Esas, 1973/14 Karar sayılı içtihadına dayanarak tazmin hükmünün kaldırılması talebi reddedilmiştir. Anayasa’nın 160. maddesi uyarınca Sayıştay kararlarına karşı idari yargı yoluna başvurulamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Kararın Sonucu:

  • İlgili itirazların tamamı reddedilmiş, tazmin hükümleri tasdik edilmiştir.
  • XXX ve XXX’a yönelik tazmin kararları kesinleşmiştir.

Değerlendirme ve Tavsiyeler:

  1. Kamu idareleri, vekalet yoluyla görevlendirme yaparken ilgili mevzuatta aranan şartlara dikkat etmeli ve mevzuata aykırı ödemelerden kaçınmalıdır.
  2. Harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlileri, ödeme belgelerini imzalamadan önce yürürlükteki mevzuata uygunluk denetimi yapmalıdır.
  3. 5018 sayılı Kanun çerçevesinde mali işlemlerde sorumlulukların net şekilde belirlenmesi ve yetkililerin bilinçlendirilmesi gerekmektedir.
  4. Benzer tazmin yükümlülükleri ile karşılaşmamak adına, Sayıştay denetim sonuçları dikkate alınarak belediyelerde iç denetim mekanizmaları güçlendirilmelidir.

KARAR METNİ:

Kamu İdaresi Türü
Yılı2008
Dairesi6
Karar No38362
İlam No39008
Tutanak Tarihi13.5.2014
Kararın Konusu

Dosyada mevcut belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşüldü:

1-) 1736 sayılı Ek İlam’ın 1. maddesi ile;

A) 3. derece kadrolu İnsan Kaynakları Müdürlüğüne vekalet eden XXX’e bu kadro için öngörülen % 80 oranı yerine 1. derece kadrolu müdürler için öngörülen % 135 oranı üzerinden Özel Hizmet Tazminatı ödenmesi nedeniyle 3.164,34-TL’ye,

B) İnsan Kaynakları Müdürlüğüne vekalet eden 3. dereceli memur kadrosundaki XXX’e asilde aranan şartları taşımadığı halde vekalet ettiği kadroya ilişkin zam ve tazminat farkı ödenmesi nedeniyle 1.751,77-TL’ye, olmak üzere toplam 4.916,11-TL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçi dilekçesinde özetle; Kırşehir Belediyesi Mali Hizmetler Müdürlüğünde çalıştığını ve diğer müdürlüklere ait harcamalara imza atmasının mümkün olmadığını;

14.06.2007 tarih ve 5189/1 nolu Sayıştay Genel Kurul Kararının Sorumlular başlıklı 3. maddesinin Gerçekleştirme görevlileri başlıklı 4. “Aynı şekilde, belgeyi düzenleyenin de gerçekleştirme konusunda yetkisinin bulunması ve harcama talimatı ile veya sair surette amir tarafından görevlendirilmiş olması gerekmektedir.” denildiğini;

Ayrıca, İlam’daki ödemelerin maddi hata olduğunu ve 5018 sayılı Kanunun 61. maddesi ile Muhasebe Yetkililerinin Eğitimi, Sertifika Verilmesi ile Çalışma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 29. maddesi uyarınca, bordro ödemelerindeki oranların doğru olup olmadığını kontrol etme yetkilisinin Muhasebe Yetkilisine ait olduğunu;

Danıştay kararlarına göre hatalı ödemelerin istirdatının hatalı ödemenin ilk yapıldığı tarihten sonra 60 gün içinde mümkün olduğunu ve bu süre geçtikten sonra istirdat edilemeyeceğini; 6085 sayılı Kanun’un 60. maddesinde “Vergi, benzeri mali yükümlülükler ve ödevler hakkında Danıştay ile Sayıştayın kesinleşmiş kararları arasındaki uyuşmazlıklarda, 52 nci maddede belirtilen ilgililerin 56 ncı maddedeki esas ve usuller dairesinde başvuruları üzerine Sayıştay kararı yargılamanın iadesi yoluyla görüşülerek uyuşmazlık Danıştay kararı doğrultusunda giderilir. Uyuşmazlığın bulunmadığı hakkındaki Sayıştay kararına karşı 52 nci maddede belirtilen ilgililerce Danıştaya başvurulduğu takdirde, bu hususa ilişkin Danıştay kararına uyulur.” denildiğini belirterek tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.

Başsavcılık karşılama yazısında; “Sorumlu, İlamın 1 ve 3. maddelerinde, tazmin hükmolunan tutar için Harcama Yetkilisi olarak kendisinin sorumlu tutulmasına itirazda bulunmaktadır. Sorguya verilen cevapları tekrarlayarak ve birtakım yargı kararlarını da gerekçe göstererek, kamu zararının doğmasında sorumluluğunun bulunmadığını, sorumluluk yönünden Daire Kararının bozulmasını ve tazmin hükmünün kaldırılması gerektiğini belirtmektedir.

Sorumlunun, ileri sürdüğü gerekçelerin Daire kararında karşılandığı, dayanak olarak ileri sürülen yargı kararlarının da, Sayıştay yargısı açısından sorumlu olan Harcama Yetkilisinin sorumlu tutulması gereğini değiştirmediği ve tazmin hükmünün kaldırılmasına mesnet teşkil etmediği anlaşıldığından, temyiz talebinin reddedilerek Daire Kararının tasdiki yönünde karar verilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.” denilmiştir.

Rapor dosyası ve ekli belgelerin incelenmesi neticesinde, 1736 sayılı Ek İlam’ın 1. maddesinde verilen tazmin hükmüyle ile ilgili olarak sorumlu tutulan dilekçilerin, ilişikli tutulan ödeme belgelerinde imzalarının bulunduğu görülmüştür.

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun;

“Harcama talimatı ve sorumluluk” başlıklı 32. maddesinde;

“Bütçelerden harcama yapılabilmesi, harcama yetkilisinin harcama talimatı vermesiyle mümkündür. Harcama talimatlarında hizmet gerekçesi, yapılacak işin konusu ve tutarı, süresi, kullanılabilir ödeneği, gerçekleştirme usulü ile gerçekleştirmeyle görevli olanlara ilişkin bilgiler yer alır.

Harcama yetkilileri, harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olmasından, ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından ve bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken diğer işlemlerden sorumludur.”

“Giderin gerçekleştirilmesi” başlıklı 33. maddesinde;

“Bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekir. (Değişik son cümle: 22/12/2005-5436/10 md.) Giderlerin gerçekleştirilmesi; harcama yetkililerince belirlenen görevli tarafından düzenlenen ödeme emri belgesinin harcama yetkilisince imzalanması ve tutarın hak sahibine ödenmesiyle tamamlanır.

Gerçekleştirme görevlileri, harcama talimatı üzerine; işin yaptırılması, mal veya hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürütürler.

(Ek üçüncü fıkra: 22/12/2005-5436/10 md.) Elektronik ortamda oluşturulan ortak bir veri tabanından yararlanmak suretiyle yapılacak harcamalarda, veri giriş işlemleri gerçekleştirme görevi sayılır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin esas ve usuller Maliye Bakanlığınca belirlenir.

Gerçekleştirme görevlileri, bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken iş ve işlemlerden sorumludurlar.” denilmektedir.

14.06.2007 tarih ve 5189/1 sayılı “5018 sayılı Kanun Çerçevesinde Sorumlu Tutulacak Görevli ve Yetkililerin Belirlenmesi Hakkında Sayıştay Genel Kurul Kararı”nın “sorumlular” başlıklı 3. bölümünde de, harcama yetkililerinin, harcama talimatlarının ve buna konu olan harcamaların bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygunluğundan sorumlu olduklarına; aslî bir gerçekleştirme belgesi olan ödeme emri belgesini düzenleyen sıfatıyla imzalayan gerçekleştirme görevlisinin, düzenlediği belge ile birlikte harcama sürecindeki diğer belgelerin doğruluğundan ve mevzuata uygunluğundan harcama yetkilisi ile birlikte sorumlu tutulması gerektiğine karar verilmiştir.

Anılan hususlar birlikte değerlendirildiğinde; harcama yetkililerinin, gerçekleştirme görevlileri ile birlikte harcama talimatlarının ve buna konu olan harcamaların bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygunluğundan sorumlu tutulmaları gerekmektedir.

Ayrıca Dilekçi Danıştay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 22.12.1973 tarih ve 1968/8 Esas ve 1973/14 Karar sayılı kararına istinaden tazmin hükmünün kaldırılmasını istemişse de, Anayasanın 160. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarındaki “… Sayıştay’ın kesin hükümleri hakkında ilgililer yazılı bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir kereye mahsus olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunabilirler. Bu kararlar dolayısıyla idari yargı yoluna başvurulamaz.

Vergi, benzeri mali yükümlülükler ve ödevler hakkında Danıştay ile Sayıştay kararları arasındaki uyuşmazlıklarda Danıştay kararları esas alınır.” ve 832 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 65. maddesindeki “.. genel mahkemelerce verilen hükümler, Sayıştay’ın hesap ve işlemleri yönünden denetimine ve hükmüne engel değildir…” hükümlerine göre, Anayasal bir kuruluş olan Sayıştayın, Anayasa ve kendi kanunundan kaynaklanan denetim ve yargılama yetkisini kullanması sonucu verilen Sayıştay ilamlarına, Danıştayca vergi konusunda verilen kararlar hariç, idari ve genel mahkemelerce verilen kararlar bir engel teşkil etmemektedir.

Bununla birlikte, 832 sayılı Kanunun 66. maddesinde belirtildiği üzere Sayıştay, sayman hesaplarını Sayıştaya noksansız verildiği tarihten itibaren 2 yıl içinde yargılamakla mükellef olup, ilgili mevzuatta Sayıştay’ın yargılama süresine ilişkin başkaca bir sınırlama bulunmamaktadır.

Bu itibarla, dilekçi iddialarının reddedilerek 1736 sayılı Ek İlam’ın 1. maddesi ile verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE,

2-) 1736 sayılı Ek İlam’ın 3. maddesi ile, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevine vekalet eden XXX’a asilde aranan şartları taşımadığı halde vekalet ettiği kadroya ilişkin zam ve tazminat farkı ödenmesi nedeniyle 2.168,28-TL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçi dilekçesinde özetle; Kırşehir Belediyesi Mali Hizmetler Müdürlüğü Gelir Servisinde çalıştığını ve diğer müdürlüklere ait harcamalara imza atmasının mümkün olmadığını;

14.06.2007 tarih ve 5189/1 nolu Sayıştay Genel Kurul Kararının Sorumlular başlıklı 3. maddesinin Gerçekleştirme görevlileri başlıklı 4. “Aynı şekilde, belgeyi düzenleyenin de gerçekleştirme konusunda yetkisinin bulunması ve harcama talimatı ile veya sair surette amir tarafından görevlendirilmiş olması gerekmektedir.” denildiğini;

Ayrıca, İlam’daki ödemelerin maddi hata olduğunu ve 5018 sayılı Kanunun 61. maddesi ile Muhasebe Yetkililerinin Eğitimi, Sertifika Verilmesi ile Çalışma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 29. maddesi uyarınca, bordro ödemelerindeki oranların doğru olup olmadığını kontrol etme yetkilisinin Muhasebe Yetkilisine ait olduğunu;

Danıştay kararlarına göre hatalı ödemelerin istirdatının hatalı ödemenin ilk yapıldığı tarihten sonra 60 gün içinde mümkün olduğunu ve bu süre geçtikten sonra istirdat edilemeyeceğini; 6085 sayılı Kanun’un 60. maddesinde “Vergi, benzeri mali yükümlülükler ve ödevler hakkında Danıştay ile Sayıştayın kesinleşmiş kararları arasındaki uyuşmazlıklarda, 52 nci maddede belirtilen ilgililerin 56 ncı maddedeki esas ve usuller dairesinde başvuruları üzerine Sayıştay kararı yargılamanın iadesi yoluyla görüşülerek uyuşmazlık Danıştay kararı doğrultusunda giderilir. Uyuşmazlığın bulunmadığı hakkındaki Sayıştay kararına karşı 52 nci maddede belirtilen ilgililerce Danıştaya başvurulduğu takdirde, bu hususa ilişkin Danıştay kararına uyulur.” denildiğini belirterek tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.

Başsavcılık karşılama yazısında; “Sorumlu, İlamın 1 ve 3. maddelerinde, tazmin hükmolunan tutar için Harcama Yetkilisi olarak kendisinin sorumlu tutulmasına itirazda bulunmaktadır. Sorguya verilen cevapları tekrarlayarak ve birtakım yargı kararlarını da gerekçe göstererek, kamu zararının doğmasında sorumluluğunun bulunmadığını, sorumluluk yönünden Daire Kararının bozulmasını ve tazmin hükmünün kaldırılması gerektiğini belirtmektedir.

Sorumlunun, ileri sürdüğü gerekçelerin Daire kararında karşılandığı, dayanak olarak ileri sürülen yargı kararlarının da, Sayıştay yargısı açısından sorumlu olan Harcama Yetkilisinin sorumlu tutulması gereğini değiştirmediği ve tazmin hükmünün kaldırılmasına mesnet teşkil etmediği anlaşıldığından, temyiz talebinin reddedilerek Daire Kararının tasdiki yönünde karar verilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.” denilmiştir.

Rapor dosyası ve ekli belgelerin incelenmesi neticesinde, 1736 sayılı Ek İlam’ın 3. maddesinde verilen tazmin hükmüyle ile ilgili olarak sorumlu tutulan dilekçilerin, ilişikli tutulan ödeme belgelerinde imzalarının bulunduğu görülmüştür.

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun;

“Harcama talimatı ve sorumluluk” başlıklı 32. maddesinde;

“Bütçelerden harcama yapılabilmesi, harcama yetkilisinin harcama talimatı vermesiyle mümkündür. Harcama talimatlarında hizmet gerekçesi, yapılacak işin konusu ve tutarı, süresi, kullanılabilir ödeneği, gerçekleştirme usulü ile gerçekleştirmeyle görevli olanlara ilişkin bilgiler yer alır.

Harcama yetkilileri, harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olmasından, ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından ve bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken diğer işlemlerden sorumludur.”

“Giderin gerçekleştirilmesi” başlıklı 33. maddesinde;

“Bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekir. (Değişik son cümle: 22/12/2005-5436/10 md.) Giderlerin gerçekleştirilmesi; harcama yetkililerince belirlenen görevli tarafından düzenlenen ödeme emri belgesinin harcama yetkilisince imzalanması ve tutarın hak sahibine ödenmesiyle tamamlanır.

Gerçekleştirme görevlileri, harcama talimatı üzerine; işin yaptırılması, mal veya hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürütürler.

(Ek üçüncü fıkra: 22/12/2005-5436/10 md.) Elektronik ortamda oluşturulan ortak bir veri tabanından yararlanmak suretiyle yapılacak harcamalarda, veri giriş işlemleri gerçekleştirme görevi sayılır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin esas ve usuller Maliye Bakanlığınca belirlenir.

Gerçekleştirme görevlileri, bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken iş ve işlemlerden sorumludurlar.” denilmektedir.

14.06.2007 tarih ve 5189/1 sayılı “5018 sayılı Kanun Çerçevesinde Sorumlu Tutulacak Görevli ve Yetkililerin Belirlenmesi Hakkında Sayıştay Genel Kurul Kararı”nın “sorumlular” başlıklı 3. bölümünde de, harcama yetkililerinin, harcama talimatlarının ve buna konu olan harcamaların bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygunluğundan sorumlu olduklarına; aslî bir gerçekleştirme belgesi olan ödeme emri belgesini düzenleyen sıfatıyla imzalayan gerçekleştirme görevlisinin, düzenlediği belge ile birlikte harcama sürecindeki diğer belgelerin doğruluğundan ve mevzuata uygunluğundan harcama yetkilisi ile birlikte sorumlu tutulması gerektiğine karar verilmiştir.

Anılan hususlar birlikte değerlendirildiğinde; harcama yetkililerinin, gerçekleştirme görevlileri ile birlikte harcama talimatlarının ve buna konu olan harcamaların bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygunluğundan sorumlu tutulmaları gerekmektedir.

Ayrıca Dilekçi Danıştay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 22.12.1973 tarih ve 1968/8 Esas ve 1973/14 Karar sayılı kararına istinaden tazmin hükmünün kaldırılmasını istemişse de, Anayasanın 160. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarındaki “… Sayıştay’ın kesin hükümleri hakkında ilgililer yazılı bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir kereye mahsus olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunabilirler. Bu kararlar dolayısıyla idari yargı yoluna başvurulamaz.

Vergi, benzeri mali yükümlülükler ve ödevler hakkında Danıştay ile Sayıştay kararları arasındaki uyuşmazlıklarda Danıştay kararları esas alınır.” ve 832 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 65. maddesindeki “.. genel mahkemelerce verilen hükümler, Sayıştay’ın hesap ve işlemleri yönünden denetimine ve hükmüne engel değildir…” hükümlerine göre, Anayasal bir kuruluş olan Sayıştayın, Anayasa ve kendi kanunundan kaynaklanan denetim ve yargılama yetkisini kullanması sonucu verilen Sayıştay ilamlarına, Danıştayca vergi konusunda verilen kararlar hariç, idari ve genel mahkemelerce verilen kararlar bir engel teşkil etmemektedir.

Bununla birlikte, 832 sayılı Kanunun 66. maddesinde belirtildiği üzere Sayıştay, sayman hesaplarını Sayıştaya noksansız verildiği tarihten itibaren 2 yıl içinde yargılamakla mükellef olup, ilgili mevzuatta Sayıştay’ın yargılama süresine ilişkin başkaca bir sınırlama bulunmamaktadır.

Bu itibarla, dilekçi iddialarının reddedilerek 1736 sayılı Ek İlam’ın 3. maddesi ile verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE,

Karar verildiği 13.05.2014 tarih ve 39008 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.