İdarenin takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız olmadığına dair temyiz nedeni ile dava konusu işlemin kamu yararına aykırılıkta tesis edildiği hk. (Danıştay)

  • Kamu Kurumları ve Şirketleri | Mevzuat ve Hukuk

ABONELERE ÖZEL İÇERİK

İçeriği kısıtlama olmadan görüntüleyebilmek için İdarenizin veri tabanı aboneliğinin bulunması gerekmektedir.

ÖZET: Davacı, Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde komiser yardımcısı olarak görev yapanın …İl Emniyet Müdürlüğüne geçici görevlendirilmesine ilişkin …günlü, E:…sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle dava açmıştır. İlk Derece Mahkemesi kararında; 3201 sayılı Kanun’un 96. maddesiyle idarenin emniyet hizmetlerinin ülke çapında öngörülen seviyede ve aksama olmadan yürütülmesi için gerekli olan yeterli sayıda ve nitelikte personelinin görevlendirilmesi hususunda takdir yetkisi bulunduğu, davalı idarenin bu gerekçe ile davacıyı kadro derecesi ve görev unvanı değişmeden hizmet gereği boş bulunan kadroya görevlendirdiğinin gözetilerek davanın reddine karar verilmiştir. Temyiz isteminde; idarenin takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız olmadığı, kamu yararına aykırı olarak tesis edildiği ileri sürülmüşse de temyizin reddi ile usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararı onanmıştır.

BENZER - İLİŞKİLİ İÇERİK

  1. Belediye memurlarının görevine son verilmesinde belediye başkanının ve encümeninin yetkisi (Danıştay)
  2. İlçe belediyesi sınırları içerisinde bulunan parklara isim verme yetkisinin ilçe belediye meclislerine ait olduğu (Danıştay)
  3. Büyükşehir belediyesi bağlı idarelerinde görevli müfettişlere ödenecek özel hizmet tazminatına ilişkin (Danıştay)
  4. Bir parselden farklı tarihlerde olmak üzere birden fazla düzenleme ortaklık payı kesilmesi (Danıştay)
  5. “İçtihat Metni Kararı: Yürütmenin İlerlemesi ve Tahrifat Suçu Hakkında Men-i Muhakeme Kararı” (Danıştay)
  6. Davacı vekili tarafından, davacının Daire Başkanlığı görevinden alınarak Şube Müdürü olarak atanmasına ilişkin işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyiz edilmesi üzerine; İdari Yargıçların takdir yetkisi ile memurların hak ve çıkarlarını koruma yükümlülüğü arasında dengeli bir yönetim anlayışı içinde kullanıldığının, bu hususta istikrarlı ve tutarlı bir yol izleneceği ve takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız olarak kullanılmayacağı, ancak kamu yararına ve hizmet gereklerinin gözetilmeden ve hak ve çıkarları korunmadan kullandığı anlaşılan takdir yetkisinin hukuka aykırılığı nedeniyle dava konusu işlemin iptaline yönelik olan davacı vekili tarafından getirilen temyiz nedenleri ile karşı tarafın cevapında bu husustan söz edilmemesi üzerine; temyiz edenin isteminde herhangi bir usul ve hukuksal hat bulunmadığı, ancak idarece takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız kullanılması nedeniyle dava konusu işlemin iptaline yönelik olan temyizin hukuki isabetli olduğu gerekçesiyle Bölge İdare Mahkemesinin ısrar kararının bozulmasına dair olan bu hükümde hukuki isabet bulunmadığı, somut olayın özelliklerine göre de idarenin takdir yetkisini sınırsız kullanmadığının ve kamu yararına ve hizmet gereklerini gözeterek dava konusu işlemin tesis edildiğinin anlaşıldığı görülmekte ise; temyiz edenin isteminde herhangi bir usul ve hukuksal hat bulunmadığı, ancak idarece takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız kullanılması nedeniyle dava konusu işlemin iptaline yönelik olan temyizin hukuki isabetli bulunduğu sonucuna varılmıştır. (Danıştay)
  7. Davacı Memurin Temyiz Davası (Danıştay)
  8. İptal Edilme İsteminde Bulunan Kararın Temyizinin Reddine İlişkin İdari Yargı Usulü Kanunu Uyarınca Mahkeme Kararının Onanması (Danıştay)
  9. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 8. maddesi Uyarınca Düzeltilmesi İstenen Kararların Düzeltme Yolu ile Yeniden İncelenebilmesi için Gerektirilen Nedenlerin Bulunamaması (Danıştay)
  10. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nın 49. maddesinde Yer Alan Sebeplerden Birinin Varlığı Halinde İdare Mahkemesinin Nihai Kararlarının Temyiz Edilmesiyle İlgili Temyiz Kararı (Danıştay)