"); pri.document.close(); pri.focus(); pri.print(); pri.close(); }

ÖZET: Başvuru, pasaport tahdidinin kaldırılması talebine ilişkindir. Başvuran, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde polis memuru olarak görev yaparken, 2016 yılında Olağanüstü Hal kapsamında ihraç edildiğini ve hakkında yürütülen adli soruşturmanın sonucunda serbest bırakıldığını belirtmektedir. Başvuran, İçişleri Bakanlığı tarafından pasaportunun iptal edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, zira kendisine yönelik herhangi bir mahkeme kararı bulunmadığını ifade etmektedir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi’nin ilgili kararları doğrultusunda, pasaport iptali için mahkeme kararı gerekliliğini vurgulamaktadır.

Kamu Denetçiliği Kurumu, başvuranın talebini inceleyerek Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden bilgi talep etmiştir. Alınan yanıtlarda, başvuranın genel güvenlik açısından mahzur bulunduğu gerekçesiyle pasaport verilmediği ifade edilmiştir. Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin kararları ışığında, bu durumun hukuka uygunluğu sorgulanmaktadır. İdarenin, pasaport tahdidi ile ilgili işlemlerinin, Anayasa’nın belirlediği hukuk güvenliği ve belirlilik ilkelerine uygun bir şekilde sonuçlandırılması gerektiği belirtilmiştir.

Sonuç olarak, Kamu Denetçiliği Kurumu, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne, başvuranın pasaport talebinin hukuki çerçevede değerlendirilmesi ve gerekli işlemlerin makul bir süre içinde tamamlanması için tavsiyede bulunmuştur. Bu süreçte, başvuranın hak arama özgürlüğünün korunması önem arz etmektedir.

T.C. TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU

(OMBUDSMANLIK)

SAYI : 2025/268-S.25.421

BAŞVURU NO : 2024/8807

KARAR TARİHİ : 09.01.2025

TAVSİYE KARARI ,TCKN:

BAŞVURUYA KONU İDARE : NÜFUS VE VATANDAŞLIK İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

BAŞVURUNUN KONUSU : Pasaport tahdidinin kaldırılması talebi hakkındadır.

BAŞVURU TARİHİ : 18.07.2024

I. BAŞVURANIN İDDİA VE TALEPLERİ

1. Kurumumuza yapılan başvuruda, şikayetçi dilekçesinde kayıtlı hususlarda özetle, “İçişleri Bakanlığı

Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı İstanbul Emniyet Müdürlüğü bünyesinde polis memuru olarak görevli iken Olağanüstü Hal Kapsamında alınan kararlara ilişkin 17.08.2016 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan

“670 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname” gereğince kamu görevinden ihraç edildiğini, ayrıca hakkında; “Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan Önleyici Amaçlı İletişime Müdahale” işlemleri ile ilgili İstanbul

Cumhuriyet Başsavcılığınca / sayılı adli soruşturma açıldığını, yürütülen soruşturma kapsamında 07.08.2014 günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca serbest bırakıldığını, İstanbul

Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamenin

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “06/11/2015 tarihinde / Dosya Numarası” ile kabul edildiğini, halihazırda hakkında yürütülen tek adli işlem olan bu dava kapsamında,12 Temmuz 2017 tarihinde mahkeme heyetine karşı savunmasını sözlü ve yazılı olarak verdiğini, anılan davanın halen devam ettiğini, hakkında mahkemelerce verilmiş yurtdışı yasağı ve herhangi bir adli kontrol kararının bulunmadığını, İçişleri Bakanlığınca hakkında yurtdışı yasağı olduğuna dair herhangi mahkeme ya da hakimlik kararı olmadan 31/07/2022 tarihli idari karar ile pasaport iptali kaydı koyduğunu, öte yandan

Anayasa Mahkemesinin 24/7/2019 tarihli ve E: / K: / sayılı kararında da belirli şartlarda kişilerin haklarında bir suç nedeniyle yapılan soruşturma ya da kovuşturma olmaksızın ve hâkim kararı aranmaksızın pasaportlarının İçişleri Bakanlığınca iptaline karar verilebilmesine imkân sağlayan kuralın

Anayasa’nın 23. maddesine aykırı olduğuna hükmedildiğini, yine Anayasa Mahkemesinin aynı yönde 672 sayılı KHK’nın TBMM’de kabul edilerek kanunlaşmasına ilişkin 7080 sayılı Kanun ile 686 sayılı KHK’nın kanunlaşmasına ilişkin 7086 sayılı Kanunun pasaportların iptal edilmesine pasaport verilmeyeceğine ilişkin kısımlarını 24/06/2021 tarihli ve E: / K: / ve 22/09/2021 tarihli ve E: / K: /

/

sayılı kararlarıyla iptal ettiğini, gelinen son durum itibariyle bir kişinin yurt dışına çıkma özgürlüğünün

Anayasanın 23. maddesinde de belirtildiği üzere ancak bir suç soruşturması ve kovuşturması nedeniyle ve ancak hakim kararıyla yasaklanabileceğini, bu hal dışında hiç kimsenin pasaport alma hakkının sınırlandırılamayacağını, artık idarelerce yurt dışına çıkma ve seyahat özgürlüğünü yasaklamanın yasal bir dayanağının kalmadığını, sonuç olarak hakkında yurt dışına çıkmasına engel mahkeme/hakim kararı bulunmadığından, İçişleri Bakanlığının bu pasaport tahdit işleminin açıkça Anayasal hak olan seyahat ve yurtdışına çıkma hürriyetinin ihlali niteliğinde olduğunu ve ayrıca Pasaport Kanunu’na da aykırı olduğunu” iddia ve ifade ederek “pasaport verilmesine engel olan idari tahdidin kaldırılarak tarafına pasaport verilmesini” talep etmektedir.

II. İDARELERİN BAŞVURUYA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI

2. Kurumumuzca, 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu hükümleri uyarınca inceleme ve araştırma gerçekleştirilmiştir. Kamu Denetçiliği Kurumumuzca şikâyet başvurusunun çözüme kavuşturulması amacıyla Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden 06/09/2024 tarih ve

S. sayı ile 24/10/2024 tarihli ve S. sayılı yazılarla bilgi-belge talebinde bulunulmuş olup,

2.1. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden alınan 20.09.2024 tarih ve

E­ sayılı yazıda özetle; “ 5682 sayıl ı Pasaport Kanununun 22’nci maddesi; “Y urt dışı na çıkmaları ; mahkemelerce yasaklananlara, memleketten ayrıl maları nda genel güvenlik ba kımından mahzur bulunduğu İçişl e ri Bakanlı ğınca tespit edilenlere (… ) pasaport veya seyahat v esikası verilmez…” hükmündedir. 16.09.2024 tarih ve saat 10:23 itibari ile sistem üzerinden yapıl an incel emed e; Emniyet

Genel Müdürl üğünce al ınan 01.09.2022 tarihli Bakanlı k Olur’u ile adı geçenin anıl an kanun hükmü kapsamında genel güvenlik bakımından mahzurlu bulunduğu ve idari işl em tesis edilmesine karar veril diği nin Genel Müd ürlüğ ümüze bildirilmesi üzerine, 01.09.2022 tarihinde idari karar işl emi tesis edil diği ve bu kaydın halen devam ett iği anlaş ılmışt ır. Adı geçenin, idari karar kaydını n kaldı rıl ması talebiyle 01.07.2024 tarihinde İstanbul İl Nüfus ve Vatandaşl ık Müdürl üğüne başvuruda bulunduğu ve bu başvurusunu Genel Müd ürlüğ ümüze gönderilmesi üzerine 30.01.2024 tarihli yazımız ile onay makamı olan

Emniyet Genel Müdür lüğünden genel güvenlik bakımından mahzurlu bulunup bulunmadığı nın değerlendiri lmesi ist enilmişt ir. Emniyet Genel Müdürl üğünden alı nan 15.04.2024 tarihli cevabi yazıda davacı hak kında “5682 sayıl ı Pasaport Kanununun 22’nci maddesi ger eğince pasaportunda bulunan idari tedbir kararı nın devam etmesi gere kti ği” bil diri lmişt ir. Ayrıca adı geçenin dilekçe baş vur usuna

19.04.2024 tarih ve sayıl ı yazımız ile taraf ına bilgi veril mişt ir.” yönünde açıklamalara yer

verilmiştir.

2.2. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden alınan 04.11.2024 tarih ve sayılı yazıda özetle; “A dı geçen hakkında ilgi (a) sayıl ı yazı ile talep ett iği niz hususlara il işkin, ilgi (b) sayıl ı yazımız ile kurumunuza cevap veril diği anlaş ıl mış olup eklenecek herhangi bir husus bulunmamaktadı r.” şeklinde açıklamalara yer verilmiştir.

III. İLGİLİ MEVZUAT

/

3. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın;

3.1.“Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı” başlıklı 74’üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında; “ Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine baş vurma hakkına sahiptir. Türkiye

Büyük Millet Meclisi Baş kanlı ğına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçili ği Kurumu idarenin işl eyişi yle ilgili şikâyetl eri inceler .” ,

3.2. “Yerleşme ve seyahat hürriyeti” başlıklı 23’üncü maddesinde; “Herkes, y erleşm e ve seyahat hürriyetine sahiptir.

Y erleşme hürriyeti, suç i şlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik g eli şmey i sağl amak, sağl ıklı ve düzenli kentl eşme yi gerç ekleştir mek ve kamu mallar ını korumak; Seyahat hürriyeti, suç so ruşt urma ve kovuştur mas ı sebebiyle ve suç işl enm esini önlemek; Amaçları yla kanunla sını rlana bil ir.

(Değişi k fıkra: 7/5/2010-5982/3 md.) Vatandaşı n yurt dışı na çıkma hürriyeti, ancak suç soruş turmas ı veya kovuştur ması sebebiyle hâkim kararı na bağlı olarak sını rlana bil ir.

Vatandaş sını r dışı edilemez ve yurda girme hak k ından yoksun bırakıl amaz.”

4. 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nun “Kurumun görevi” başlıklı 5’inci maddesinin birinci fıkrasında; “ Kurum, idarenin işl eyişi yle ilgili şikayet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işl e mleri ile tutum ve davranı şlar ını ; insan hakları na dayal ı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, a raşt ırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir.” ,

4.1. Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında

Yönetmeliğinin “Karar verme süresi” başlıklı 36’ncı maddesinde “ K urum, inceleme ve araşt ırması nı şikâyet tarihinden itibaren en geç alt ı ay içinde so nuçlandı rır .” ,

5. 5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun, “Pasaport veya vesika verilmesi yasak olan haller” başlıklı

[20] 22’nci maddesinde, “Y urt dışı na çıkmaları ; mahkemelerce yasaklananlara, (… ) ve terör örgütlerine aidiyeti, il ti sakı veya irt ibatı belirlenen yurtdı şındaki her türlü eğitim, öğreti m ve sağl ık kurul uşları ile vakıf , dernek veya şir ketl erin kurucu ve yöneticisi olduğu veya bu yerlerde çalı ştı ğı İçişl eri Bakanlığınca

[21] tespit edilenlere (… ) pasaport veya seyahat v esikası verilmez. Ancak, yabancı memleketlere gitmeleri mahkemelerce yasaklananlar dışı nda kalanlara, zaruri hallerde C umhurbaşkanını n onayı ile pasaport veya

[22][23] pasaport yerine geçen seyahat vesikası verilebilir.

Bu durumda olanl arın açık kimlikleri (adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, ana ve baba adı ile nüfusa kayıt lı olduğu yer) ve tahdit sebebi, ilgili daireler taraf ından mahallin polis makamları na bildirilir.

İlgili polis makamları da bu bilgileri alı r almaz bağlı bulunduğu il emniyet müdürlüğü kanalı yla en seri haberleşme aracıyla yaz ıl ı olarak hudut kapısı bulunan emniyet müdürlüklerine, şahsı n nüfusa kayıt lı olduğu il emniyet müdürlüğüne ve Emniyet Genel Müdürl üğüne bildirir.

Bunları n yurt dışı na çıkış ları engellenir ve kendilerine pasaport veya vesika verilmez, v eril mişse geri alı nır.

…”

düzenlemelerine yer verilmiştir.

IV. KAMU DENETÇİSİ AV. FATMA BENLİ YALÇIN’IN KAMU BAŞDENETÇİSİ’NE ÖNERİSİ

6. Şikayetçinin iddiaları, idarenin konu ile ilgili açıklamaları, ilgili mevzuat ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde hazırlanan “Tavsiye Kararı Önerisi” Kamu Başdenetçisi’ne sunulmuştur.

V. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE

A. Hukuka ve Hakkaniyete Uygunluk Yönünden Değerlendirme

7. Başvuran, işbu kararın 1 numaralı paragrafında, “I. BAŞVURANIN İ DDİA VE T AL EPLERİ” başlıklı bölümünde yer verildiği şekilde özetle, pasaport verilmesine engel olan idari tahdidin kaldı rılarak tarafı na pasaport verilmesini talep etmektedir.

8. Uyuşmazlık konusu hakkında, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden (İdare) tarafından

Kurumumuza iletilen 20.09.2024 tarihli cevabi yazıda özetle, 16.09.2024 tarih ve saat 10:23 itibari ile sistem üzerinden yapıl an incelemed e; Emniyet Genel Müdürl üğünce alı n an 01.09.2022 tarihli Bakanlı k

Olur’u ile adı geçenin anıl an kanun hükmü kapsa mında genel güvenlik ba kımından mahzurlu bulunduğu ve idari işl em tesis edilmesine karar v eril diği nin Genel Müdürl üğe bildirilmesi üzerine, 01.09.2022 tarihinde idari karar işl emi tesis edil diği ve bu kaydın halen devam ett iği ; adı geçenin, idari karar kaydını n kaldı rıl ması talebiyle 01.07.2024 tarihinde İstanbul İl Nüfus ve Vatand aşlı k Müdürl üğüne başv uruda bulunduğu ve bu başvur usunun Genel Müdürl üğ e gönderilmesi üzerine 30.01.2024 tarihli yazı ile onay makamı olan Emniyet Genel Müdürl üğünde n genel güvenlik bak ımından mahzurlu bulunup bulunmadığı nın değerlen diri lmesini n ist enil diği , Emniyet Genel Müdürl üğü nden alı nan 15.04.2024 tarihli cevabi yazıda , da vacı ha kkında “5682 sayıl ı Pasaport Kanununun 22’nci maddesi gereğince pasaportunda bulunan idari tedbir kararını n devam etmesi ger ekti ği” nin bil dirildi ği yönünde açıklamada bulunulduğu tespit edilmiştir.

9. Ankara 19. İdare Mahkemesi’nce açılan davaya istinaden Anayasa Mahkemesi tarafından verilen 24/09/2024 tarihli ve E. / K. / sayılı kararda; Pasaport Kanunu’nun “memleketten ayrıl maları nda genel güvenlik bakımından mahzur bulunduğu İçişl eri B akanlı ğı’nca tespit edilenlere” pasaport verilmeyeceğine ilişkin hükmü Anayasa’ya aykırı bularak iptal etmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin, Ankara 19. İdare Mahkemesi tarafından 5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun 3463 sayılı Kanun’un 3.

maddesiyle değiştirilen 22. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “ …memlek ett en ayrıl maları nda genel güvenlik ba kımından mahzur bulunduğu İçişl eri Ba kanlı ğınca tespit edil enl ere…” pasaport ve seyahat belgesi verilmeyeceğine ilişkin ifadenin Anayasa’nın 2., 13. ve 23. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle açtığı davada verdiği karar 21/11/2024 tarihli ve 32729 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

10. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda özetlenen iptal kararı sonrasında, 5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun

“Pasaport veya vesika verilmesi yasak olan haller” başlıklı 22’nci maddesi hükmü “ Yurt dışı na çıkmaları ;

[20] mahkemelerce yasaklananlara, (… ) ve terör örgütlerine aidiyeti, il ti sakı veya irt ibat ı belirlenen yurtdı şında ki her türlü eğit im, öğreti m ve sağl ık kurul uşlar ı ile vakıf , dernek veya şir ketl erin kurucu ve

[21] yöneticisi olduğu veya bu yerlerde çalı ştı ğı İçişl eri Bakanlı ğınca tespit edilenlere (… ) pasaport veya seyahat vesikası verilmez. …” şeklinde değişmiştir.

11. İdareye tanınan yetkiler bağlı yetki ve takdir yetkisi olmak üzere iki grupta toplanır. İdareye belli bir davranışta bulunurken ya da belli bir görevi yerine getirirken az ya da çok bir hareket serbestisi tanınmış ise “takdir yetkisi”nden söz edilir. İdarenin kamu hizmetlerini nasıl yerine getireceğini, alacağı kararların içeriğini yasalarla önceden saptama olanağı yoktur. İdareye belli konularda takdir yetkisi tanımak, görevlerinin niteliği yönünden zorunludur. Yasa koyucu, idarenin görev ve yetkilerini belirlerken idareyi, bazı yetkileri kullanıp kullanmamada, bu yetkilerin kullanılmasının gereklerini saptamada az ya da çok serbest bırakabilir. Bu gibi durumlarda takdir yetkisinden söz edilir. İdare kendisine tanınan bu yetkiyi, yasaların gösterdiği sınırlar içinde ve kamu yararı için kullanmak zorundadır. İdareye belli konularda takdir yetkisinin tanınması, idarenin “keyfi” olarak hareket edebileceği anlamına gelmez. İdare takdir yetkisini kullanırken; yasanın koyduğu sınırlar içinde kalmalı, eşitlik ilkesine önem vermeli, kamu yararını gözetmeli, hizmetin gereklerini göz önüne almalı, gerekçe göstermeli ve eğer yasalar özel koşullar öngörmüş ise bunlara da uymalıdır.

12. Bu noktada yürüttüğü hizmetler nedeniyle idareye tanınmış olan bir takım yasal ayrıcalık ve üstünlükler, keyfi bir idari yönetimi amaçlamamakta, idari hizmetlerin çeşitliliğine bağlı olarak, idareye belirli sınırlar içinde hareket etme özgürlüğü tanıyarak, hizmetin en etkin biçimde yapılması, kamu yararının en üst düzeyde gerçekleştirilmesini amaçlamaktadır. İdareye yasalarla tanınan bu ayrıcalık ve üstünlükler, yine aynı yasalar tarafından hukuka uygun olup olmamaları açısından denetlemeye tabi tutulmak zorundadırlar.

Bir yandan bireysel hak ve özgürlüklerin korunması diğer yandan kamu hizmetinin yürütülmesi gerekliliği, her iki amaç arasında dengeli bir uyumun sağlanması zorunluluğunu ortaya koymaktadır. (Kadir

KORKMAZ, “ T akdir Yetkisinin Disiplin Hukukunda K ull anımı ve Y argı sal Deneti mi” , Gazi Üniversitesi

Hukuk Fakültesi Dergisi, C.XIII,S.1-2,s.241-243,2009)

13. Nitekim Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin 11/05/1980 tarihinde kabul edilen İdari Takdir

Yetkisinin Kullanılmasına İlişkin R(80)2 Sayılı Tavsiye Kararına Ek Takdir Yetkisinin Kullanılmasında

Uygulanacak Temel İlkeler bölümünde, “Takdir yetkisini kullanan bir idari makam; (1) Yetkinin veril iş amacından başka amaç güdemez. (2) Y alnı zca olaya il işkin öğel eri hesaba katarak nesnell i ğe ve tarafs ızl ığa uyar. (3) Hakkaniyete uymayan ayırı mcıl ığı önleyerek yasa önünde eşit li k ilkesini gözetir. (4)

İşlemin amacıyla, kişi ler in hakları , özgürlükleri veya menfaatleri üzerindeki olumsuz etkileri arası nda uygun bir denge sağl ar.” ifadelerine yer verilmiştir.

14. Yargı kararlarında da takdir yetkisi ve kamu yararı birlikte ele alınmış ve mutlak olmadığı vurgulanmıştır. Danıştay 8’inci Dairesinin 27/01/2010 tarihli ve E.2010/2, K.2010/2 sayılı Kararında; “İdarelerin idari işl emi tesis ederken, eylemde bulunurken yararl andığı serbestiye takdir yetkisi denilir.

Takdir yetkisi idareye bırakıl an belli ölçüde karar alma özgürl üğüdür. Hukuken kabul edilebilir koşul ları n oluşu mu halinde tanı nmış bir serbestidir. Keyfi bir hareket olmayıp ancak hukuka uygun olarak kull anıl abil ir. Hukuk Devleti olmanın gereği, idarenin takdir yetkisine day alı olarak tesis ettikleri bireysel sorgula/

ya da düzenleyici işl emle rin hukuken geçerli ve objektif bir sebebe dayanma sıdı r. Takdir yetkisine dayanan işl emlerin hukukun belirl ediği sını rlar ın ve eşit li k kural ı gözetilerek kamu y ararı na ve hizmetin gereklerine uygun şekil de, objektif makul ve geçerli gerekçelere dayalı olarak tesis edilmesi gerekir.” şeklinde değerlendirmede bulunulmuştur.

15. Bu kapsamda idarenin cevabi yazısında yer verdiği “ Emniyet Genel Müdürl üğünden alı nan cevabi yazıda davacı hakkında ‘ 5682 sayıl ı Pasaport Kanununun 22’nci maddesi g ereğince pasaportunda bulunan idari tedbir kararı nın devam etmesi ger ekti ği’ bil diri lmişt ir.” açıklaması dışında, şikayetçinin yurtdışına çıkmasında genel güvenlik bakımından mahzur bulunduğuna ilişkin başkaca bir tespite yer verilmemiştir.

Anayasa’nın 2 nci maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden biri “belirlilik”tir. Bu ilkeye göre, yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olması gerekmektedir. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar (Anayasa

Mahkem esi’nin 18/01/2018 tarihli ve E.2017/129, K.2018/6 sayıl ı K ararı). Dolayısıyla hukuk güvenliğinin sağlanması açısından idari süreçler hakkında belli bir süre öngörülmesi ve idari işlemlerin belirlenen süre zarfında tamamlanması gerektiği değerlendirilmiştir.

16. Yukarıda açıklanan hususlar, başvuranın iddiaları, idarenin konu ile ilgili açıklamaları, ilgili mevzuat ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Anayasa Mahkemesi’nin 24/09/2024 tarihli ve

E.2024/112, K.2024/16 sayılı kararıyla, 5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun 3463 sayılı Kanun’un 3.

maddesiyle değiştirilen 22. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “ …memle k ett en ayrıl maları nda genel güvenlik bakımından mahzur bulunduğu İçişl eri Bakanlı ğınca tespit edil enlere…” pasaport ve seyahat belgesi verilmeyeceğine ilişkin hükmünü Anayasa’ya aykırı bularak iptal ettiği hususu ile idarenin cevabi yazısında yer verdiği açıklamalar ve konuyla ilgili tesis edilen idari işlem tarihleri birlikte dikkate alındığında, şikayetçinin ‘pasaport verilmesine engel olan idari tahdidin kaldı rıl arak taraf ına pasaport verilmesi ’ yönündeki talebi hakkında idare tarafından yürütülen iş ve işlemlerin, Anayasa

Mahkemesi’nin bahse konu iptal kararı sonrası 5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun 22’nci madde hükmünde gerçekleşen değişiklik ile birlikte hukuk güvenliği ve hukuki belirlilik ilkeleri kapsamında makul süre içerisinde tamamlaması ve başvuru sahibine bilgi verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

B. İyi Yönetim İlkeleri Yönünden Değerlendirme

17. İyi yönetim ilkelerine, 28/03/2013 tarihli ve 28601 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu

Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin “İyi yönetim ilkeleri” başlıklı 6’ncı maddesinde yer verilmiştir. Söz konusu ilkeler yönünden yapılan değerlendirmeler neticesinde; ilgili idarelerden istenilen bilgi ve belgelerin makul sürede karar verme ilkesine uygun şekilde Kurumumuza gönderildiği tespit edilmiştir.

VI. HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN AÇIKLAMA

18. 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nun 21’inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, bu

Tavsiye Kararının idareye tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde idare tarafından herhangi bir eylem ya da işlem tesis edilmezse (varsa) dava açma süresinden kalan süre işlemeye devam edecek olup Ankara İdare

Mahkemelerinde yargı yolu açıktır.

VII. KARAR

İlgili mevzuat hükümleri, yukarıda yer verilen açıklamalar ve dosya kapsamına göre, ŞİKAYETİN

KABULÜNE;

Uyuşmazlık konusu ve buna bağlı talep hakkında idare tarafından yürütülen iş ve işlemlerin, Anayasa

Mahkemesi’nin 24/09/2024 tarihli ve E. / K. / sayılı iptal kararı sonrası 5682 sayılı Pasaport

Kanunu’nun 22’nci madde hükmünde gerçekleşen değişiklik ile birlikte hukuk güvenliği ve hukuki belirlilik ilkeleri kapsamında makul süre içerisinde tamamlaması ve başvuru sahibine bilgi verilmesi için

NÜFUS VE VATANDAŞLIK İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NE TAVSİYEDE

BULUNULMASINA,

Kararın BAŞVURANA ve NÜFUS VE VATANDAŞLIK İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE tebliğine,

6328 sayılı Kanunun 20 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel

Müdürlüğünce bu karar üzerine tesis edilecek işlemin otuz gün içinde Kurumumuza bildirilmesinin zorunlu olduğuna,

Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisince karar verildi.

Mehmet AKARCA

Kamu Başdenetçisi